HUZURSUZ İNSAN!..

Huzursuz insan üç şeyle uzlaşamaz = çatışır :

Kendi ile.

Toplumla = diğer insanlarla. 

Tanrı ile.

Tanrı ile uzlaşan, diğer ikisi ile kolay uzlaşır ama Tanrı ile uzlaşmanın yolu önce insanın kendinden, sonra da diğer insanlardan geçer; diğer insanlar, insanın kendinin izdüşümüdür. 

İnsanda sürekli çatışan, temelde iki “güç” vardır : İyilik ve kötülük = Taqvâ ve fücur. 

Taqvâsı = iyilikleri, fücurlerine = kötülüklerine galip gelen de, tersi de (kötülükleri iyiliklerine galip gelen de) “tam anlamıyla” huzuru bulamamıştır. İki güç eşit ve kötülük = fücur galipse, huzursuzluk = tedirginlik hat safhadadır; taqvâ güçlendikçe huzursuzluk azalır.

“Tam Huzur” mümkün mü?!, bunu ben bilmiyorum; açık ve net söyleyeyim, ben sürekli “tedirginim”, tüm çabam, bu tedirginliğimi azaltmak üzerine kurulu.

...

Kitâb’ın “Ey Mutmain Nefs!”, ifadesini de iki şekilde anlamak mümkün.

Yukarıyı = yukarıdaki âyetleri dikkate almadan okuyanlar, bu âyeti/hitabı “kurtulmuş/tatmin olmuş nefis” olarak okurlar; yukarı ile birlikte okuyanlar, azgınlıkta, şımarıklıkta “huzur bulmuş!, aramış nefis” olarak okurlar ve âyetin devamındaki “Rabbine dön! = irciî ilâ Rabbik’” ifadesini “uyarı/ikaz” olarak görürler; ben ikinci okumayı yeğlerim. (Bknz. 89/Fecr, 27-28.)

Belki “Tam Huzur” Rabbe dönünce.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET