ÇİLE

Dert, ıstırap, sıkıntı, meşakkat, cefâ...

Hepsi de başa gelince “çekilen” şeyler...

Bence sadece çile (belki de cefâ, cefâ, cevften = seçilen zorluk demekse), başa gelmeden istenen ve “çekilendir.”

Dert, ıstırap, sıkıntı, meşakkat, cefâ, ya bizim bir hatamız (günahımız) sonucunda bir fatura/bedel olarak ya da hiçbir hatamız (günahımız) olmaksızın  ‘ne yapacak bi bakalım?’ de(ne)mek için başımıza gel(ebil)ir.

Çileyi kişi kendi seçer, biz seçeriz. 

Niye?

Adam olup (ileride) sefâ sürmek için.

Klasik anlamıyla çile, tasavvufta inzivadır; inziva da yalnızlık/uzlet demektir. Benim çileden kastım tam bu = yalnızlık, uzlet = insanlardan uzaklaşma değil, insanların = hayatın içindeki çiledir.

Rahat olanı seçmek kolay; zor olan, meşakkati seçmek. 

İnsan, niçin/niye durup dururken böyle zor/meşakkatli bir durumu/şeyi seçer, aptal mıdır?

Gelecekten endişe eder ve o endişeden (korkudan) emin olmak için şimdi o meşakkati göze alır.

Dert, ıstırap, sıkıntı, meşakkat, cefâ şimdi çekilir ama bunlar ya dünün sonuçları ya da bilmediğimiz = olası bir günün beklentileri içindir; çile de şimdi seçilir ama gelecekte rahat etmek için gönüllü çekilir. Kolay anlaşılması için ibâdet, infak ve şehâdeti örnek vereyim. Kişi, yorgun bir şekilde işten gelmiş uzanıp-yatacakken (dinlenecekken), hele kışın buz gibi havada erkenden kalksın da buz gibi su ile abdest alıp niye namaz kılsın;  bir sürü meşakkatle, onun-bunun ‘ağız kokusunu’ çekerek para kazansın ve o paranın/kazancın bir kısmını onun gibi meşakkat çekemeyenlere (miskin, yetim ve esirlere) versin; benden sonrakiler rahat etsin diye cihat etsin = ölümü = şehâdeti göze alsın?!... bunların üçü de kişilerin derecelerine göre meşakkatli şeyler değil midir? Bunların üçü de kişinin “kendinin ve başkalarının gelecekteki rahatı için” gönüllü = özgür bir seçimi değil midir?!.

Çile çekilmeden sefa (safa) sürülmez!. Çilesiz sefanın (safanın) değeri bilinmez. Çile çekilmeden elde edilen sefa (safa), çalışmadan elde edilen maddî-ma’nevî mirasa benzer; bu miras çabuk tükenir. Çile, hem çekeni adam eder, hem de onu çeken,  gelecekteki nesillere değeri bilinen miras bırakmak için o çileyi çeker. 

Konformizm = çilesiz hayat, değer üretemez; konfor içinde yaşayanlar (= mele ve mütref) azgınlık ve sapkınlık üretir; kendileri saptığı gibi insanları da sapıtırlar; tuğyân (kokuşma) buradan doğar.

...

“Biz Sana bu Kur'ân’ı meşakkat çekesin diye indirmedik.”

(Ne için indirdik?)

“Korkanlar = endişe edenler için bir Zikir = hatırlatma = öğüt olarak indirdik.”

(20/Tâ-Hâ, 2-3.)

Korku = endişe, gelecekte başa gelecekler içindir; şimdi başa gelenler zaten gelmiş, geçmişte başa ne gelmişse, gelmiş ve geçmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET