MAKÂM-I MAHMÛD

Makâm-ı Mahmûd

Bu ibâre, bu tamlama İsra Sûresinin 79. âyetinde geçer. Pasajın başından (bir önceki ayetten) itibaren 84. âyete kadar muhatap Efendimiz (gibi) gözükse de aslında biziz, hepimiziz.

Ne deniyor o pasajda?

“Güneşin batıya doğrulmasından (dulûk) havanın iyice kararmasına (ğasq) kadar, (öğle, ikindi, akşam, yatsı) namaz kıl = eqım’s salât; fecr Kur'ân’ını (Kur'ân’el Fecr, sabah namazını) da (ihmâl etme); fecr Kur'ân’ı şâhitlidir. Sana özgü/özel/has (nâfileten leke) olarak da gece uyan, kalk! (fetehecced), belki = umulur ki Rabbin Seni Makâm-ı Mahmûd’a ulaştırır.” (17/78-79.)

Efendimiz zaten Muhammed. Muhammed, Mahmud, Mehmed ve Ahmed’in en üstünü, en yükseği.

Önceki ve sonraki âyetlerle bağlantılı olan bu iki âyet bize ne diyor? Tüm zamanını ibâdetle geçir demiyor mu? Başka yerlerde ‘bükraten ve asîlâ’ (76/25) ‘leylen tavîlâ’ (76/36), ‘bil gudüvvi vel âsâl’ (7/205) gibi zaman zarfları ile zikir, tesbih ve secde (= ibâdet) emredilir bizlere. Bunlar sadece sözle yapılan ibâdetler değildir; çoğu fiildir; doğru olan her işte ve her işle zikredilir, tesbih edilir, secde edilir... böyle olursa Makâm-ı Mahmûd umulabilir. 

Haâ!, yan gelip yatarak da oturarak da zikr = tesbih yapılır (3/191); aslâ ve kat’â bunları küçümsemiyorum, hatta teşvik de ediyorum ama iş burada kalsın da istemiyorum; çünkü âyet, önce kıyâmen’i zikreder. Uygulama ve kemâl için âyeti tersten okumak gerekir : yatarak (cenb), oturarak (qu’ûd) ve ayakta (kıyâm) zikir. 

Yatma zamanı gece; hâlbuki İsra, 79, gece/de bile “kalk!” diyor. Oturma zamanı akşam ve yatsı arası; orada da namazı ihmâl etme! diyor. Çalışma = ayakta kalma, iş yapma zamanı gündüz; orada da “işlerinle” zikret, tesbih et, secde et ki, Makâm-ı Mahmûd’a ulaşabilesin diyor; ben bu âyeti böyle anlıyorum; yine de en iyisini O bilir = Allah-u A'lem!.

Nedir Makâm-ı Mahmûd?

O, biliyor, biz bilmiyoruz. Herhalde “iyibişey”!. Belki de “O’nun Yanı”!!!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET