SOR-GU-LAMAK

Sorgulamak : Soru sormak. Aramak, araştırmak....

Niçin?

Hakikati ve suçluyu-suçsuzu bulmak için.

Niçin?

Rahatlamak, rahata ermek için.

Hep rahatsızlar mı soru sorar, sorgular?

Bu hayat, hep rahatsızlar için midir?

Soru sormayanlar, sorgulamayanlar, rahat mıdır?

Görece ve geçici olarak rahattır.

Sorgulamayanlar, burada rahat gözükseler de ötede çook rahatsız olacaklar; çünkü “bulmayı geçtik, arama zahmetine bile katlanmamışlardır.”!.

Pekiî, sorgulamanın hiç sonu gelmeyecek mi; gelmeyecekse, hep rahatsız mı olacağız?

Mü’min, hâlâ sorgulamaya (aramaya) devam ediyorsa, (kendinden ve Rabbinden) “emîn olmayan biri”, hâlâ “şüphe” içinde olan biri değil midir?

“Bulamayacaksak!”, sorgulama, bize sunulan modern bir “tuzak” olmasın!.

“Bulamayacaksak!”, Rabbimiz bize Kitâb’lar ve Elçiler’le niye “yardım” etsin, ediyor?!.

Ömrümüz hep sorgulama (soru sorma) ile mi geçecek?!. Ne zaman “teslim = Müslüman” olacağız?!.

Rahatlayamayacak mıyız?!.

Soralım, sorgulayalım ama artık rahatlayalım. Sormayanlar, sorgulamayanlar ‘gibi’! (hayvanlar) “rahat” da olmayalım.

Arayanlar, er ya da geç Hakikati ve suçluyu-suçsuzu “bulacaklardır.”!.

Burada mı?

Evet burada. Burada bulamazsak, ötede hiç bulamayız, bulamayacağız.

İman, (artık) bu sorgulamanın (aramanın) sona ermesi değil midir?

Sorgulayıp teslim (Müslüman) olunca, Rabbimiz bize bilmediklerimizi öğreteceğini garanti (va’d) ediyor; “ve yuallimukümullahe...” diyor. (Bakara, 129, 151, 282. Al-i İmran, 48, 164. Maide, 4. Yusuf, 6, 21, 37, 68, 101. Kehf, 65-66. Enbiya, 80. Cuma, 2. A’lâ, 6.)

İşin püf noktası, şeksiz-şüphesiz teslim olmakta yatıyor; ‘sırat köprüsü’ burada, burada imanla = îkanla bu köprüyü geçip “rahatlayamayanlar”, ötede o köprüden patır patır düşecek!...

Hep sorgu düzeyinde kalmak ihlâsı zedeler.

“Ey İman edenler!. İman edin...”

... يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ آمِنُواْ

(4/Nisa, 136.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET