KAHIR/KAHR

Kahrın biçok anlamı var :

Üzüntü, sıkıntı, keder.

Zor, zorluk, zorlama, cebir.

Galibiyet, hâkimiyet, mahvetme, helâk etme.

Bu kelime deyim olarak :

Allah kahretsin.

Kahrından ölmek.

Kahrından konuşmamak = küsmek.

Kahırlanmak, kahrolmak.

Kahır çekmek, şeklinde kullanılır.

Kahrı biz, kahr-aman şeklinde de kullanırız. Kahraman, kahrına galip gelen demektir. Biz bu kelimeyi savaşta galip gelen anlamında kullansak da kelimenin anlam dünyasında, “kutsal ve mukaddes” bilinen “şeyler” için fedakârlık yapmak, o “kutsal ve mukaddes şeyler” için kendini bile! fedâ etmek de vardır.

Kahır, aşılamazsa, kişiyi yer-bitirir. Kahrı aşmak için “mukaddes bişeye” sarılmak şarttır.

“Allah kahretsin”! bedduadır; bu bedduayı kahrı aşamayanlar yapar; kahrı aşanların duası : ‘Allah ıslah etsin’dir.

Kahrından konuşmamanın küsmekten farkı, konuşunca, muhatabın o konuşmayı ya yanlış anlaması ya da hiç anlamamasıdır. Bu, deneyimler sonucunda anlaşılır ve o kişi ona küsmez ama onunla bir daha ciddî konuşmalar da yapmaz, “havadan-sudan” konuşur.

Konuştuğu zaman, konuşanı anlayan birinin olmaması kişiyi kahreder; neyse ki inanç = iman, bu konuda da devreye girer, kişinin yardımına koşar; kişi bilir ki, “kimse beni anlamıyorsa, Rabbim anlıyor.” diye düşünür ve rahatlar.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET