RAĞBET

Beğeni içeren istek; istenilen şeye duyulan güçlü arzu.

‘Bit pazarına rağbet yağdı’ sözü, değersiz mallar kapışıldı demek.

Değersiz şeylere rağbet etmek, rağbetin değerini de onlara rağbet eden bizlerin değerini de düşürür. 

İnşirah Suresindeki “fe izâ ferağte fensab ve ilâ Rabbike ferğab. = bir işi bitirince başka bir iş için yorul/çalış ve (sadece) Rabbine rağbet et = yönel!.” denir.

Ferğab, rağbet et, i’tibar et!. Ferğab  ilâ Rabbik = Yaptığın bütün işleri Rabbine yönelmek için yap!. Her iş seni O’na yöneltsin!. Boş durma!. O’na kavuşmak için yorul, çalış, durma!.

Başka şeylere rağbet etme!. O şeylerde O’nu ara!. O, onlarda değil ama onları O’nun için yaparsan, onlar seni O’na götürür.

Şunun şurasında yorulacağın kaç gün?!.

Dayan!. Yılma!.

“Rabbin, senin göğsünü (gönlünü) genişletmedi mi? Senin belini büken o yükü hafifletmedi mi?!.”

‘Bu iş zor’, deme!. “Zorlukla beraber bi kolaylık vardır; kesinlikle vardır.”

Sen canını sıkma, üzülme, bitkinlik, bıkkınlık hatta yorgunluk gösterme!.

Senin yaptığın işleri kolay kılmak Bize ait.

Yeter ki Sen onları (kendin için değil) Benim için yap!.

“Ben, Sana onların ecirlerini/ücretlerini  tamı tamına ödeyeceğim, üstelik Kendi fazlımdan çoook daha fazlasını vereceğim.” (35/Fâtır, 30.)

Sana çalışma gücünü veren de Ben değil miyim?!.

Bit pazarında satılan şeylere rağbet edersek, bit kadar değerimiz olur; rağbet ettiğimiz şeyler değerimizi gösterir. O şeylerin “kendinde bir değeri/ding an sich” yoktur; onlara değer veren O’dur; O’nsuz onlarda görülenler bir değer değil, geçici hazlar ve heveslerdir.

"Hak’tan özge nesne yoktur gayriden ümmîdi kes.

Aç gözün merdâne bak; Allah bes bâkî heves." (Aziz Mahmud Hüdâyî)

“Allah bes, bâkî heves.” Farsça bir deyim; Kalıcı (bes) olan Allah, heves/geçici olanlar geri kalanlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET