İSLÂM KELİMESİ

Kök, SLM (سلم) : Esenlik, selâmet ve emniyet demek. 

Silm : Barış. Huzur. 

Selâm : Tehlikeden uzak olma. Güvenlik içinde yaşama.

Selleme : Himaye etme. Korumaya alma.

Süllem : Merdiven. Yukarı çıkmaya yarayan araç

Teslim : 1) Kendinde emanet olan bişeyi (malı ya da makamı) sahibine geri verme. 2) Kendini birine verme. Onun kararlarına (yönlendirmesine) kendini teslim etme.

İslâm : Allah’ın tüm insanları Kendi emirlerine (yol göstericiliğine) çağırdığı dinin/düzenin adı.

Müslim : İslâm’a inanmış, dolayısıyla da Allah’a teslim olmuş kişi.

Müslimîn : İslâm’a inanmış, dolayısıyla da Allah’a teslim olmuş kişiler. Müslümanlar.

Müslüman : Farsça Müslim.

İstislâm : İslâm dinine girme. İslâm’ı kabul etme. Allah’a (emirlerine) boyun eğme.

Sælim : Güvende olan.

Müsælim : Barışsever.

Müsæleme : Karşılıklı güven. Uzlaşı/anlaşı/m.

...

“Allah yolunda gerektiği gibi cihad edin. O sizi seçti. Dinde size bir zorluk yüklemedi. Bu atanız İbrahim'in milleti. O, daha önce de şimdi de sizi Müslimîn (Müslümanlar) olarak isimlendirdi. Rasul, size tanık olsun, siz de diğer insanlara (diye). Öyleyse salâtı ikâme edin, zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı bağlanın. Sizin Mevlânız O. O ne güzel Mevlâ ne güzel yardımcıdır.”

وَجَاهِدُوا فِي اللَّهِ حَقَّ جِهَادِهِ هُوَ اجْتَبَاكُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِي الدِّينِ مِنْ حَرَجٍ مِّلَّةَ أَبِيكُمْ إِبْرَاهِيمَ هُوَ سَمَّاكُمُ الْمُسْلِمينَ مِن قَبْلُ وَفِي هَذَا لِيَكُونَ الرَّسُولُ شَهِيدًا عَلَيْكُمْ وَتَكُونُوا شُهَدَاء عَلَى النَّاسِ فَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَاعْتَصِمُوا بِاللَّهِ هُوَ مَوْلَاكُمْ فَنِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ

(22/Hacc, 78.)

...

İslâmî : İslâm’a ait olan.

İslâmîleşmiş : Önceden İslâmî olmayıp sonradan İslâm’a girmiş olan. Biyönüyle bid’at.

İslâmî Parti : Hizbullah karşılığı olarak kullanılmıyorsa bi’dat.

İslâmî Düzen : Dinî düzen.

İslâmiyet : İslâm’dan mastar. İslâmlık. Müslümanlık.

İslâmcı : İslâm/iyet taraftarı.

İslâmcılık : İslâm/iyet taraftarlığı. 

İslâmlaşmak : Önceden İslâm/Müslüman olmayıp şimdi İslâm/Müslüman olmak.

İslâmlaştırmak : Birini ya da bir beldeyi/ülkeyi İslâm/Müslüman kılmak; onlara İslâm’ı/Müslümanlığı kabul ettirmek; onu ya da o beldeyi/ülkeyi Müslümanlaştırmak.

İslâmlık ya da Müslümanlık : Esenlik. “lık eki”, hem aidiyet hem sıfat yapan bir ektir; soyutlama işlevi de görür.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET