CİDÂR (DUVAR)

Duvar, yapıyı dışa karşı korur; duvarsız bir yapı kurulamaz; hele o yıkılmış duvarların içinde bir hazine varsa, o duvarlar tekrar yapılmalıdır. Kehf Sûresinde geçen Mûsâ-Hızır hikayesindeki üçüncü olay. İlk olay, geminin delinmesi; ikinci olay çocuğun öldürülmesi; üçüncü de bu.

Mûsâ “iki denizin birleştiği” yere kadar genç arkadaşı ile durmadan (dinlenmeden) gideceğim, der; acıkırlar, arkadaşına, şurada biraz dinlenelim, bu arada da acıktık biraz bişeyler yiyelim, der ama arkadaşı “yiyecekleri balığı (ğadâ)” daha önce dinlendikleri deniz kenarındaki kayalık yerde unutmuştur, “ölü balık”! denize “uçmuş/kaçmıştır”!.

“Ölü de olsa”! balığın vatanı denizdir.

Orada Hızır’la buluşurlar; Hızır Mûsâ’ya : “Sen Benimle olmaya dayanamazsın.” der...

Yol alırlar... gemi, çocuk ve duvar....

Duvarın altında “hazine” (altın mı?) vardır ve duvar yıkılmıştır, o hazineyi sadece ehli alsın diye Hızır, “aç olmasına rağmen”! onarır; Mûsâ da O’na : “günlerce aç kaldık, bari biraz ücret (biraz yiyecek) karşılığında onarsaydın.” der.

O duvarın altında ne olduğunu bilen/ler, “hazine işportaya düşmesin” diye duvarları bedava onarır, para almaz, Allah-u A'lem zaten o hazine on/lar/da da vardır.

...

Hazineyi altın sananlar, hazineye üşüşürler ve hazinelerini korumak için çelik (kasalar) duvarlar örerler.


Kendilerini hazine/altın sananlar (kişiler ve devletler) da etraflarına sur (kale) duvarları örerler.

...

Elindeki hazinenin kıymetini bilmeyenlere hazine vermek, o hazineyi pul eder.

...

Duvarların kalktığı bir dünya yok!.


Kaldırdığımız her duvar, bize bir hazine buldursa da, o hazineyi her zaman biz kaldıramayız, çöpe çeviririz.

Eldeki hazine sindirilmeden kişiye yeni hazine/lerin verilmemesi ilâhî rahmetin bir gereğidir ama insan çook tamahkâr bir yaratıktır, doymak bilmez. Bu, maddî konularda olduğu gibi ma’nevî konularda da geçerlidir.

...

Bu kadar çok yazarak, hazineyi çöpe çeviriyor olduğuma dair bir duygu oluştu bende.

Biz/ler, içinde hazine olan duvarları yıkmadan hazineye uzlaşamayız ama içinde hazine olmadığını bildiğimiz halde ne kadar çook duvarı da yıkıyoruz!.

Biraz/bisüre Hızır’ın yaptığı duvarları yıkmadan hazine arayayım, elimdeki hazineyi de zayii etmeyeyim, sağlam duvarların ardı(n/d)a saklayayım; yazarak çook duvarlar yıktım galiba, yaşayarak yeni ve sağlam duvarlar öreyim istiyorum ama sizler hazine aramaya devam edin ve bulduğunuz hazine ile de yetinmeyin lütfen.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET