ESÂTIR
Modern karşılığı mit/mitos. İnsanlık, tarih boyunca bir çook mit/mitos üretmiş ve bu mitlere/mitoslara inanmıştır. Kur'ân bunlara ‘esâtır-ul evvelîn’ der; bu tamlama 14 yerde geçer; ilginçtir! bu ifadeler, inkârcıların dilinden kendilerine gelen hakkı/hakikati inkâr etmek için söylenir.
Sanki kendi inandıkları şey/ler esâtır (mit/mitos) değilmiş gibi!.
“Onlara âyetlerimiz (mesajlarımız) okunsa, (onlar) eskilerin masalları (mitleri/mitosları, esâtır-ul evvelîn) derler.” (Kalem, 15. Mutaffifîn, 13.)
Satırın (سطر) ilk anlamı çizgi; çizgiden harflere geçilince, harfler icat edilince anlam bildiğimiz satıra evrildi. Çizgi, “bilinmez geçmişten” bugüne gelen hattır; “anlatılar, masallar” da bunun gibidir. Anlatıların, masalların hakikat değeri kanıta bağlıdır. Post-modernist filozof Jean François Lyotard, bugünkü bilime bile “büyük anlatı/masal” der. Thomas Kuhn ise bu masalların yanlış olduğunu ispatlar ve modern bilimin dayandığı paradigmayı yıkar.
Elimizde kalan ve güvenebileceğimiz tek geçerli “paradigma”, artık dindir.
...
Çocukken masallarla büyüyoruz; büyüyünce de o masallarla avunuyoruz!.
...
Bize masal anlatmayan, sadece ve sadece Rabbimizdir.
...
Bize dini = Rabbimizin emirlerini, bir “masal gibi görmeyen ve anlatmayan”, ciddîye alan ve o emirleri de bir “masal gibi görmeyen ve ciddîyetle dinleyen” adamlara o kadar çoook ihtiyacımız var ki!.
Yorumlar
Yorum Gönder