HZ. HATİCE

Tâhira (Temiz Kadın), Tâcira (Tüccar Kadın), Seyyide (Kadınların Efendisi), Ceyyide (Soylu Kadın).

Vâlidemiz, Efendimizle evlendiğinde 40 yaş civarında idi; Efendimiz de 25 yaş civarında. Vâlidemizin vefatı, hicretten bi kaç gün öncesine, boykottan bir kaç gün sonrasına rastlar. Amca Ebû Talib ile aralarında üç gün vardır ve bu yıl, ‘hüzün yılı’ olarak bilinir. Vâlidemiz, Efendimizle evlenmeden iki evlilik yapmış, iki eşi de vefat etmişti. İki kocasından ve babasından hatırı sayılır bir mal/servet edinmiş; bu ‘servet’ ile güvenilir kimseler vasıtasıyla ticaret yapıyordu, tüccardı. Efendimizle evlenmeden önce de Efendimizi bir kaç kez ticaret kervanından sorumlu olarak kâr ortaklığı (mudaraba) ya da ücret karşılığında Şam’a ve Yemen’e göndermişti. Vâlidemiz, Efendimizin dürüstlüğünü önceden de biliyordu, zaten O’na herkes ‘El-Emîn’ diyordu ama O, bizzat ticaretle bu ‘Emînliği’ bizzat test etti; evlilik öncesi son sefere kölesi Meysere’yi de Efendimizin yanına verdi, ondan ‘yolculuk boyunca olup-bitenlerin raporunu’ da aldı. Düşündü ve bir karar verdi. O kadar çook isteyeni vardı ki, kimseye ‘evet’ dememişti; Efendimize gönlü ısındı ve evlendiler. (Evlilik sürecine girmiyorum, yazı uzar.). 25 yıl (çeyrek asır) evli kaldılar; İbrâhim hariç, Efendimizin tüm çocukları Vâlidemizdendir.

Çook cömert, çook asîl bir kadındı Vâlidemiz. 

İlk Müslüman kadındı Vâlidemiz.

O, Müslüman olmadan da cömertti. (Evlilik törenlerine Efendimizin süt annesi Halime Vâlidemiz de gelir; Efendimiz onu eşine tanıtır, durumunu anlatır; Vâlidemiz, 40 koyun hediye ederek Halime Vâlidemizi gönderir.)

Evlilik sürelerinin (25 yılın) ilk 15 yılında Efendimiz, Vâlidemizin malî imkanlarından dolayı çook rahatlamıştı, neredeyse “dünyalık bir kaygısı = geçim kaygısı/derdi” kalmamıştı. Bu durum, Risâlete hazırlığı sağlayan yoğun tefekküre yol açtığı için çook önemlidir. Bu 15 yılın son 3-5 yılı nerdeyse Hira’da geçer. Mekke kadınları Vâlidemize, “o kadar servetini Muhammed için harcadın, bak!, O da seni ihmâl ediyor, alıp başını gidiyor, seninle ilgilenmiyor.” diye serzenişte bulunduklarında Vâlidemiz onlara, ‘sizin söyledikleriniz benim aklıma bile gelmiyor, bilmediğimiz şeyler var, yakında görürsünüz.’ diye cevap verir.

Efendimiz, bu dönemde vefâ duygusu gereği, amcası Ebû Talib’in oğlu Hz. Ali Efendimizi yanına alır; çünkü amca Ebû Talib oldukça fakirlemiştir. Yine bu dönemde Zeyd b. Harise’yi evlatlık alır ve köle Zeyd, Zeyd b. Muhammed diye anılır. (Zeyd, Efendimizden yaklaşık 10 yaş küçüktür, bir yolculuk esnasında anne-babasından zorla alınarak Ukaz panayırında köle olarak satılmıştır. Vâlidemizin yeğeni Hâkim b. Hizam onu satın almış, daha sonra da halasına (Vâlidemize) hediye etmiş, Vâlidemiz de Efendimize “vermiştir” ama Efendimiz onu (Zeyd’i) köle olarak değil evlâtlık olarak kabul etmiştir. O Zeyd (r.anh.), Efendimizi Taif’te taşlarlarken gövdesini siper etmiştir; Efendimiz onu, Zeyneb binti Cahş ile evlendirmiş ama Zeyneb, Zeyd köle diye eşine bitürlü gönlü ısınmamış ve boşanmıştı. 33/Ahzab, 37. âyet, evlâtlıkların boşanmış eşleri ile evlenmeyi düzenler; evlâtlıkları öz evlât gibi gören bir cahiliye âdetini kaldırır.)

İlk Vahy geldiğinde Efendimizin, “hâlini/yaşadıklarını” Vâlidemizle paylaştığında Vâlidemizin Efendimize verdiği moral desteği biliyorsunuz, anlatmama gerek yok.

Risaletin 7. yılında başlayan, 10. yılında (616-619) sona eren boykot yıllarında (ablukada) Vâlidemiz, tüm servetini Müslümanlara fedâ etmiştir. 

Ya Vâlidemiz!, evde huzursuzluk çıkaran ve eşine destek değil de köstek olan bir kadın olsaydı!, Efendimiz ne yapardı?!.

‘Bir kadın, erkeğini (kocasını) vezir de yapar, rezil de.’ sözünü hatırlamanın yeri değil mi?!.

Hadi, aklıma gelen soruyu korkarak ve çekinerek de olsa sorayım.

“Efendimizin Hayatında”, Hz. Hatice Vâlidemizin hiç mi payı yok?!.

Yine kendim cevap vereyim. Olmaz olur mu? Efendimiz Onu hiiiç unutmamıştı ki, Onu çok sık anardı ve Hz. Âişe Vâlidemiz de “ölmüş kadını kıskanırdı.”!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET