İBRÂHÎM (a.s.)

Üç semavî dinin ortak atası, tevhidin babası, imanın şövalyesi İbrâhim. O kadar kıymetli ve değerli ki her tahıyyatta Efendimizle birlikte O’na da salât-ü selâm gönderiyoruz.

Ur’da (Urfa, Harran!) doğdu İbrâhim. Babası ya da amcası göçmen bir kavmin reisi idi, muhtemelen mecûsî idiler, ateşe, yıldızlara ya da güneşe veyahutta putlara tapıyorlardı. Batıya doğru (Filistin, Mısır) göç ettiler; Babil tanrılarını (Iştar’ı, Baal’ı, Nahar’ı, Yam’ı vb.) tanıdılar. İbrâhim, kavmiyle yaklaşık M.Ö. 1850-1800 civarında Filistin kenti Hebron’a yerleşti. İçsel bir arınma ve tefekkür sürecinden sonra Kur'ân’daki ifadeleri  “bunlar benim Rabbim değil; Benim Rabbim ‘batmaz’!” şeklinde özetleyebileceğim durumu yaşar ve aynı zamanda kavmini de düşünmeye davet eder. 

O’nun yaşadığı deneyimi kimse yaşayamaz, o deneyime kimse dayanamaz; O, onun için büyüktür ve Ülü-l Azm arasına girmiştir.

Putları tek tek balta ile kırmış, büyük putu ibret-i âlem için bırakmıştır.

Çağının firavunu Nemrut tarafından ateşe atılmıştır. 

Çook ileri yaşlarına kadar evlâdı olmamış; ileri yaşında hizmetçisi Hacer’den bir evlâdı olmuş ama öbür özgür eşi Sâre/Sara onu kıskanmış; İbrâhim de onları Mekke/Bekke Vadisine götürüp-bırakmıştır; daha sonra Sara’dan da bir evlâdı olmuş ama Rabbi onu (İsmail ya da İshâk, büyük olasılıkla İshâk, çünkü Kurban, bugünkü Mescid-i Aksa civarında; o günkü Moriya dağında gerçekleşmiştir) “Kendi için”! kurban etmeyi istemiştir; o zaman da tanrılara kurban sunmak âdetti/gelenekti ama insan kurbanı, hele Tanrı’ya yakın olduğu düşünülen/bilinen birinin evlâdını O’na kurban etmesi “sıradışıydı”!.

Ama O hiç tereddüt etmedi; çünkü O’na güveniyordu. Oğlu da “Sana emredileni yap!” dedi.

İsmail’den Hz. Muhammed; İshâk’tan Yakup, Mûsâ ve İsâ dünyaya teşrif edecekti.

Adanmış ruhlardan adanmış adamlar gönderilecekti!..

Ülü-l Azm Peygamberler.

Hepsinin soyu Tevhîd’in Babası İbrâhim’e dayanıyor.

İbrâhim tüm tanrıları terk etti, reddetti ve Tek Allah’a ibâdet etti ve insanları da O’na çağırdı.

Şirk O’nunla büyük darbe yedi ama sonradan tekrar hortladı. O’nun oğlu İshâk, torunu Yâkûb; Yâkûb’un oğlu Yûsuf, Şuayb... Mûsâ, Hârun, İsâ ve Muhammed, ataları İbrâhim’in dinini tekrar diriltmek için gönderildiler.

Selâm olsun hepsine.

Hamd olsun Onları gönderen âlemlerin Rabbine.

“Ve selâmün ale-l mürselîn; ve-l Hamd-ü lillâhi Rabb-il âlemin.”

‘Allahümme salli alâ Muhammed’in ve alâ âli Muhammed; kemâ salleyte ve barekte alâ İbrâhim’e ve alâ âli İbrâhim...’

Âli İbrâhim : İbrâhim’in oğulları İsmâil ve İshâk, torunu Yâkûb; Yâkûb’un oğlu Yûsuf, Şuayb... Mûsâ, Hârun, Âli Imrân = İsâ ve Muhammed aleyhimüsselam olan seçilmiş Rasüller ve Nebîlerdir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET