ÖNEMLİ BİR UYARI!

“İmanında bir hayır kazanmamış kimse”!..

 لاَ يَنفَعُ نَفْسًا إِيمَانُهَا (6/Enam, 158.)

Bunca ibâdet yaptığımız, bolca zikir çektiğimiz, önemli gün ve gecelerde içten “yalvardığımız, duâlar ettiğimiz” hâlde, niye böyleyiz?!.

Rabbimiz bizi duymuyor mu?! da bu hâldeyiz!.

İyi miyiz?!.

İyi isek, sözüm meclisten dışarı. 

Değilsek niye?!.

İmanı, sadece bir “kabul”; dini, sadece bir ritüel (litürji, bireysel ve toplumsal ve de şekilsel âyin) olarak gördüğümüz için olmasın!.

Din, bizden salih amel (eylem), Rabbin emirlerine tam teslimiyet istiyor.

Sözel imanın (= sadece dil ile ikrârın) yeterli olmayacağını söylüyor.

Başta ana-babalarımız olmak üzere, yakınlarımıza, yolda kalmışlara, yoksullara, mazlumlara, yetimlere, ... iyilik edin! diyor.

“Allah’ın size iyilikte bulunduğu gibi, siz de insanlara iyilikte bulunun.” diyor.

وَأَحْسِن كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَ   (28/Kasas, 77.)

...

Bütün dinler bunu söylüyor. İsrailoğulları da zamanında tapınaklarında (Beth-El’de, Esegila’da, Dan’da) Rablerine ibâdet ediyor, duâ ediyorlar ama dışardaki zulme kayıtsız kalıyorlardı. İşaya (Yeşeya) da Rableri Yehova adına onları uyarmıştı.

“Bana ellerinizi açtığınızda gözlerimi sizden kaçırıyorum. Çok dua etseniz de sizi dinlemiyorum. Elleriniz kana bulanmış. Yıkanın, temizlenin, kötü davranışlarınızı gözümün önünden yok edin, kötülük yapmaktan vazgeçin. İyilik yapmayı öğrenin, adâleti arayın/sağlayın, zorbaları yola getirin, yetim için âdil hüküm verin, dul kadının davasını savunun.” (İşaya I, 15-17.)

İşaya, Tanah'ta Yeşaya ismiyle bahsonulan bir Peygamberdir (M.Ö. 7. y.y.). Adı "Yehova'nın kurtuluşu" anlamına gelir. Daha çok Ahaz'ın (M.Ö. 736 - M.Ö. 716) ve Hezekiya'nın (M.Ö. 715 - M.Ö. 686) hükümdarlıkları sırasında faaliyet gösterdi. Bu dönem, Asurluların yükseliş dönemine rastlamaktadır. Samarra'nın yıkılışına tanık olmuştur. (M.Ö. Aralık 722 - M.Ö. Ocak 721).

Dinlemediler ve Asurlular ülkelerini ve tapınaklarını yerle bir etti; kalanları da sürgün etti.

...

“İnandım” diyen ama imanının bir hayrını burada ve ötede göremeyenlerden olmamak için, Rabbe inandığımızı sadece teoride değil pratikte, hayatımızla/yaşantımızla da göstermemiz gerekiyor.

Kitâb’ın imanı sürekli amel ile birlikte zikretmesi “boşuna” mı?!.

“âmenû ve amil’us sâlihâti”.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET