ARAMA

Arama, bişeyi (birini) bulmak için çabalama. Herkes bişey arar. Bulur mu? Aradığı şeye bağlı. Bulduğu şey, arayanı “tatmin” etmiyorsa, aramaya devam eder.

Aranan, aslında Tanrı’dır.

Tarih boyunca hep O aranmıştır.

Pekiî O’nu kim bulmuş?!. Bulan olmuş mu?! Belki Peygamberler ama Onlar da O’nunla “tam yüz yüze” gelmeye dayanamamışlardır. Mûsâ, düşüp-bayılmış; Muhammed, miraçta O’nunla “perdesiz” görüşememiştir...

Filozoflar O’nu aklen; Yahudi, Hristiyan ve Müslüman mistikler de O’nu kalben aramış ve ulaştıkları kadar O’nu bize “anlatmışlardır”!. Yahudi mistik Abraham Ebûlafia’lar ve Martin Buber’ler, Hristiyan mistik Augustinus’lar ve Eckhart’lar, Müslüman mistik A’rabi’ler ve Rûmî’ler O’na “en çok yaklaşan” adamlardır. Filozoflardan Platon, Suhraverdî, Spinoza, Kierkegaard, Wittgenstein, vs... Yine de bunların içinde O’na en çoook “yaklaşanlar”! Nebî ve Rasüller olmuş; O’nu bize en iyi Onlar  “tanıtmışlardır”!.

Aslında kimse O’nu “tam”!! bulamamıştır; bulsaydı, yaşamasının bir anlamı kalmazdı, “ölürdü”!

Bulamayacaksak, niye arıyoruz?!.

Arayışımızın her safhası bizi adam ediyor/edecek, bizdeki yamuklukları gideriyor/giderecek, insan-ı kâmil olmamıza doğru yol almamızı sağlıyor/sağlayacak!.

Bu anlamda en yetkin insan-ı kâmil, Efendimizdir, çünkü O’na en yakın olan O’dur.

Aramaya devam edersek arayışımızın her durağında, bir önceki duraktan daha iyi insan oluruz; aramazsak ya da aramayı bırakırsak, insanlık anlamında donar, olduğumuz yerde sayarız.

Haa!, bu arayışı, sadece düşünsel (aklî/fikrî) düzeyde tutarsak, kalbe (samimiyete) ve salih amelli davranışlara (dışsal ispata) aktaramazsak yine “tam insanlık = insan-ı kâmillik” yolunda istikrarlı ve kararlı bir şekilde ilerleyemeyiz.

Bu arayışın bize vereceği haz/zevk hiiiç bitmeyecek; O, kimse tarafından “tüketilemeyecek”!, her zaman herkese “yetecek”!.

Burada da ötede de.

Martin Buber bu konuda ‘Ben ve Sen’ adlı bir eser yazmıştı, okuyunca etkilenmiştim ama şimdi o esere bir de “O”nun ilâve edilmesi gerektiğini düşünüyorum. “O” (هو), bulanlar için “işte O’dur.!”, bulamayanlar için hâlâ aranan bir “gâib zamirdir.”!.

Ben, Buber gibi cesur değilim, “Sen” diyemiyorum, (ben, hiç diyemiyorum), hâlâ  “O هو/” demeye devam ediyorum.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET