BİRAZ COĞRAFYA ve KEVSER'E ŞERH
Kevser’in bitmez-tükenmez hazine olduğunu söyledik. Bir benzetme yaparsak, okyanus büyüklüğündeki havuz. Nitekim Kevser’in cennette bir (su) havuz/u olduğu söylenmiştir. Ben bunu sadece su değil her türlü nimet olarak yorumluyorum; elbet su, en değerli nimettir.
Dünya kaç yaşında bilmiyorum, kimse de bilmiyor, tahminler yürütülüyor; 4-5 milyar yaşında deniyor. Biliyorsunuz ki dünyanın 2/3’si (üçte ikisi) su; bu kadarlık bir süre boyunca, devâsâ okyanuslara “takviye” olmasaydı bu okyanuslarda su kalır mıydı?!.
Bu takviye, “yukardan = gökten” olmuyor mu? Yer, yeraltı suları da oradan. Belli bir mesafe sonra yer = yeraltı filan kalmıyor; ekvatorun uzunluğu kadar (40.000 km.) yeraltına insek, yine gök karşımıza çıkıyor; alt-üst, yön mefhumu anlamsızlaşıyor...
Her şeyin = her nimetin Kaynağı : Yönsüz = zaman ve mekândan münezzeh Olan/dan.
Biz bir can taşıyorsak = yaşıyorsak, konuşuyorsak, görüyorsak, duyuyorsak, bişey yapabiliyorsak, ... O’ndan = O’nun Esmâ’sından = O’nun İzni/Gücü ile yapıyoruz.
Kevser’in Kaynağı O. Veren O.
Bu dünya düzeyinde ise seninle-benimle, onunla-bununla veriyor. Bunu bilmeyenler, kendilerinin verdiğini sanıyor ve kendilerini “bişey” zannediyorlar.
Anlayacaklar.
Yorumlar
Yorum Gönder