BAL

Balı arı yapar. Arapçada arı, nahldır. 16. Sûre Nahl de adını buradan alır. Nahale (نحل), karşılıksız vermek anlamındadır. Nıhle (نحلة), inanç ve hibe demektir; nehule (نحل) de zayıflamak.

Arı, çoook çalışkan ve çook zayıf bir “hayvandır”; bu zayıflığına rağmen çook çalışır ve “bal” yapar.

Rab, arıya da vahyetmiştir. Ne demiştir?

“Rabbin, bal arısına, dağlarda, ağaçlarda ve insanların hazırladıkları şeylerde (kovanlarda, çardaklarda) yuva edin!, diye vahyetti.”

وَأَوْحَى رَبُّكَ إِلَى النَّحْلِ أَنِ اتَّخِذِي مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا وَمِنَ الشَّجَرِ وَمِمَّا يَعْرِشُونَ

“Sonra, her çeşit bitkiden ye! (dedi). Rabbinin emre âmade kılınmış yollarında dolaş/uç; o bitkilerin karınlarından/özlerinden çeşitli renklerde şarap/öz-suyu çıkar. Onda insanlar için şifâ vardır. Bunda düşünen bir toplum için kesinlikle (önemli) bir âyet vardır.”

ثُمَّ كُلِي مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ فَاسْلُكِي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلاً يَخْرُجُ مِن بُطُونِهَا شَرَابٌ مُّخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ فِيهِ شِفَاء لِلنَّاسِ إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَةً لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

(16/Nahl, 68-69.)

Arı, bize (karşılıksız) bal yapar; arıları “kızdırmayalım, küstürmeyelim”!.

69. âyette beni çeken en önemli kelime : zülülâ. Zülülâ, zelîl ile aynı kök; zelîl, hor-hakir, “alçak” anlamında ama burada “boyun eğmek” demek. Yasin, 72. âyette “ve zellelnâhě ... = tüm evcil hayvanları size boyun eğdirdik.” denirken de aynı kelime kullanılır. Mülk, 15. âyetteki “zelůlen” de aynı, orada da “yeryüzü size boyun eğdirildi.” denir. Zelůlü, zelîl olarak okumamak, anlamlandırmamak; zelůlleri, zelîl olarak görmemek gerekiyor.

Rabbin Emrine boyun eğenler, zelůldür ama aslâ zelîl değildir, zayıf ve kimsesiz görünseler de; onlar, ısrarla insanlara “karşılıksız bal” yapmaya, Rablerinin Emrine boyun eğmeye devam ederler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET