ÖZDEŞLİK

Basit bir dilbilgisi kuralıdır, isim tamlamalarında (izâfette) tamlanan ile tamlayan (muzâf ile muzâfun ileyh) “aynı” değildir.

“Ali’nin arabası” dendiğinde, araba Ali’nindir ama, araba Ali değildir.

Bu, somut şeyler için de, yarı-somut, yarı-soyut şeyler için de, tam soyut şeyler için de geçerlidir.

“Ali’nin yazısı”, yarı-somut, yarı-soyut şey için; “Allah’ın İsmi ya da Allah Bilgisi (= Allah’ın Bilgisi)” de tam soyut  “şey” için örnek verilebilir.

Bu kadar basit dilbigisi kuralını bilmeden “eleştiri” yapmak, cesaret değil cahilliktir.

“Allah’ın İsmi ya da Allah Bilgisi (Allah’ın Bilgisi)”, “Allah’ın Kendisi” ile “özdeş” değil.

Bu “eleştiriye”! cevabım bu.

Eleştiri için “asgari düzeyde de olsa” bir “temel bilgi” gerekli.

Vahdet-i Vücudcular da bu hataya düşmüşlerdir. Benim en fazla “yumruk/salvo” yediğim, haksız eleştiri aldığım konu bu. Bu yumruklar = salvolar bende bir sarsıntı yapmıyor biline!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET