HABL

Teleskoptan söz etmeyeceğim; ip, urgan, bağ, damar ve ışın anlamına gelen kelimeden (habl’dan) söz edeceğim ve kısaca “habl-ül verîd’e” değineceğim.

Bağ, maddî olursa ip, urgan, damar; manevî olursa ışın olur. Habl-ül Verîd : Maddî-manevî vâridât sağlayan bağ demektir. Vâridât ise, gelir, akar. Habl, tasavvufta, kalbe (akla) düşen manalar, ilhamlar, feyzler anlamındadır. (Vâridât, Şeyh Bedreddin’in kitabının da adıdır.) Hablullah : Allah’ın bağı, kişiyi Allah’a bağlayan bağ. Habl-ül Verîd : Şahdamarı = damarların = bağlantıların şâhı.

Vücutta her damar birbirine bağlı; tüm damarlar da şahdamara; şahdamar da Allah’a.

Şahdamarını Allah’a bağlayabilenler, “Allah’la olabilenlerdir.”!. “Allah, kişiye şahdamarından daha yakındır. O, onun (insanın) ona/kendine ne söylediğini (fısıldadığını) bilir.” (50/Kâf, 16.) Kişinin kendi, bu bağın (damarın) farkına varmasa da.

Farkında olana ne mutlu!.

Onun kalbine (aklına) çook önemli ve çook değerli vâridâtlar gelir ve o, çoğu şeyin farkına varır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET