YAŞASAYDI!...

Efendimiz bugün yaşasaydı,

Ne derdi bize?!!.

İmam Âzam bugün yaşasaydı,

Gülerdi hâlimize.

...

O yaşarken bir mezhep oluşturmadı.

Hanefîlik, Şâfiîlik, Maturidîlik gibi mezhepler sonradan oluştu.

Dinde fıkıh/tefaqquh = içtihat ortadan kalkınca tembeller, ‘bikaç noktada’ buluştu.

Zaman geçti, bu noktalar birbirleri ile çatıştı.

Zaman geçti, bu çatışmalar birazcık da olsa yatıştı.

Bu tembellik devam ettikçe taklidî düşünceler, mezhepler ve cemaatler hep ayrıştı. 

Böyle olunca da dinî bütünlük = Tevhîdî anlayış şeytanî düşüncelerle “karıştı”!.

İmam, bu bütünlüğe = bu Tevhîd’e, ‘Fıkh-ı Ekber’ demişti;

En önemli kitabına da bu adı vermişti.

Biz Tevhîd’i bölünce, Fıkıh da, Hadis, Kelâm, Tefsir gibi ayrı bir disiplin oldu.

Dinî bütünlük günden güne kayboldu.

Dinle hayatın uyumu bozuldu.

Oysa din, hayatı düzene sokmak için indi.

Onun kendisi zaten balıbaşına bir düzendi.

O uyum = o düzen bozulunca geldi, yaşadığımız derin trajedi ve tereddî.

Yeniden içtihat = fıkıh (Fıkh-ı Ekber) ile buluşmadıkça, kurtulamayız bu tereddîden.

Başka çare yok!, dine = dinde tefaqquha yeniden sarılmalıyız cânıgönülden.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET