GERİLİM YA DA ENDİŞE
Bu dünyada herkes, yoğunluğu farklı farklı da olsa belli oranlarda gerilimler ve endişeler yaşar ve yaşam devam ettiği sürece de bu gerilimlerin ve endişelerin sonu gelmez. En az gerilimi, Rabbine en çok güvenen = inanan yaşar. İman, güvendir, emniyettir. Mü’min, çook gerildiği anda ama elinden geleni yaptığında Rabbine tevekkül eder; münkirin ise böyle anlarda/durumlarda dengesi şaşar, kendini kaybeder. İmanı zayıf olanlar, her şeyi (basit şeyleri bile) kendilerine dert edinir, gerilir ve endişelenirler. Arabamın modeli niye düşük, yüksek model bir araba niye alamıyorum; almışsa, ya kaza yapar biyere vurursam; ya beni işten atarlarsa; ya deprem olursa; ya ölürsem; ya cehenneme gidersem, vs... Bu kaygılar (gerilimler, endişeler) belli oranda olmalı/yaşanmalı ama aşırı düzeye varıp hastalığa (paranoyaya) dönüşmemeli. Bu kaygıların (gerilimlerin) “büyük oranda” bittiği yer, cennet; “hiç bitmediği” yer ise cehennemdir. ‘Büyük oranda bittiği yer’ dedim cennet için. Allah-u A'lem, cenne