ÜÇ GRUP

Kur’ân, 35/32’de kendi mirasçılarını üçe ayırır. Zâlimler. Muqtasıdlar. (= orta yolcular.) Sâbıqlar. (= öne geçenler.) Ben, buradan mülhem, insanları üçe (= üç gruba) ayırıyorum. Zâlimler. (= zulmedenler.) Mazlumlar. (= zulme uğrayanlar.) Nemelâzımcılar. (= zulme sessiz kalanlar.) Nemelâzımcılar, zâlimlere, zulme sessizlikleri, hareketsizlikleri ve tepkisizlikleri yüzünden zâlimdirler. = “Zulme sessiz kalan, zulmü yapan gibidir.” Hz. Muhammed. Bunların illâ ki Müslüman olmaları gerekmiyor!. Zâlime insan diyemiyorsak, Müslüman da diyemeyiz.

Dünya düzeni, insanları öyle bir hâle getirdi ki, sadece mazlumlara insan diyebiliyoruz. Bu düzen, nemelâzımcıları da insanlıktan çıkardı.

İnsan, zâlimin bu kadar vahşî zulmü karşısında sessiz ve tepkisiz kalabilir mi?!.

Zâlimlerin = zulmün hâkim olduğu bir dünyada yaşamaktan rahatsızlık duymayan insanların, insanlığı ölmüştür; onların kurduğu medeniyet (= düzen), hakkaniyete dayanmadığı için insanî bir medeniyet (= insânî bir düzen) değildir, hayvânî bir zihniyettir.

“Zulüm iki türlüdür : Biri, zulmeder, diğeri zulme rıza gösterir. İkisi de zâlimdir.” Hz. Ali.

Tarih, zâlimleri yazdığı kadar, zâlimlere sessiz ve tepkisiz kalanları da yazacak; melekler de yazıyor. Mazlumların öç alma günü, zâlimlerin zulmettiği günden çook daha korkunç olacak inşallah. O gün, zulme sessiz ve tepkisiz kalanların da deriin utanç günü olacak!.

Salonlarda horozluk, meydanlarda amigoluk yapmak (sloganlar atmak) ve benim yaptığım gibi masa başında zulmün/zâlimin aleyhine yazılar yazmak da zulme/zâlime engel olmuyor.

Zâlimlerle, zâlimlerle iş tutanlarla tüm (= ekonomik, siyasî/diplomatik, kültürel, insanî) bağlantıları (= tüm ilişkileri) kesmek gerekiyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK