MEN DAKKA, DUKKA.

Arapça olan bu deyimin anlamı : Eden bulur. (= Kapı çalanın, kapısı çalınır.)

Bu bulma, burada da olur, ötede de. Şayet burada olmazsa, ötede kesin olur. Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmaz; yaptığının kesinlikle hesabı sorulur.

Ceza, birbirimize yaşattığımız acının ve üzüntünün (= kederin) karşılığıdır. Rabbimiz, dinini (= İslâm’ı) bunun (= dünyada huzur) için indirmiş/göndermiştir. 

Rabbimize aslâ acı ve üzüntü (= keder) yaşatamayız; O, bizim yaptığımız hiçbir kötülükten etkilenmez; birbirimize kötülük yapmamızı da istemez.

O’nun vereceği ceza (= cehennem azabı), birbirimize yaptığımız kötülüklerin karşılığıdır. Bu cezaların “bir kısmı” burada karşılık bulur, “bir kısmı” da âhirete ertelenir.

Bilirsek, başımıza gelen kötülükler bizi “eğitir, terbiye eder.”; bu, buradaki imtihanın bir gereğidir. Burada, başına gelen kötülüklere sabreden kişi, kazanırken; kötülük yapan kişi kaybeder. Bu kayıp-kazanç, burada olgunluk-hamlık/çiğlik, ötede ise ödül-ceza olarak karşılık bulur.

Rabbimiz Allah, herkesin yaptığı iyiliği de kötülüğü de karşılıksız bırakmaz. O’na “güvenmezsek” (= inanmazsak) kafayı yeriz veya bu hayat bize çok ağır gelir. 

Acele etmeyelim, telaşa düşmeyelim ve rahat olalım. O’nun bir İsmi (= özelliği) de El-Hâlîm, O her şeyden Haberdâr = El-Habîr. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK