ÖTE-BERİ
Başlığı şu şekilde “öteberi” yazsaydım, önemsiz bi kaç bişey anlamına gelirdi. Maksadım, öte ve beri (= bura), ötede ve beride (= burada) olanlar, bulunanlar.
Öte deyince, ilk elde âhiret akla gelir; aslında yarın da ötedir. Âhiret, âhir’in (= sonranın) isim hâlidir; âhir, hep olacak, zaman durmayacak; hayat, hiç son bulmayacak.
Beri ise, bura, şimdi, şu yaşadığımız dünya.
Beri ile bilim; öte ile sanat, felsefe ve din ilgilenir. Bilim, görünenleri (= şehâdet âlemini, somut/fizik âlemi); sanat, felsefe ve din, görünmeyenleri (= gayb âlemini, soyut/metafizik âlemi) konu edinir. Sanat ve felsefenin görünmeyenlere (= gayb âlemine) gidiş-gelişi, şimşek çakması gibidir. Sanat, o âlemde gördüklerini duyulara; felsefe, akla taşır. İki alan da soyuttur. Sanatın dili, ışık, renk, nota, şekil; felsefenin dili, kelime-kavram veya anlamdır. İki dil de öteye dair bi şeyler söyler. Sanatın dilini, sanatçı (veya sanatseverler); felsefenin dilini felsefeci (veya felsefeye ilgi duyanlar) anlarlar.
Din dili ise, hem gündelik hem de semboliktir. Bu dil, hem duyulara, hem duygulara, hem akla, hem de kalbe hitap eder; onun muhatabı herkes = her düzeydeki (= her seviyedeki) insandır.
Zâhiriler, onun gündelik yanına ağırlık verirken; bâtınîler, sembolik veya metaforik yanına ağırlık verirler. Bu, aynı, öteden beriye, beriden öteye gidiş-geliş gibidir.
Berideki (= buradaki) yaşam, bizi tahmin (= mesut-mutlu) etse, öteye gitme arzusu duymazdık. Bura bizi kesmiyor. “Dinsizler”! (= her hangi bir dine inanmayanlar), bu işi sanat ve felsefe ile yapıyorlar, yapmaya çalışıyorlar. Bu arayışlarında samimî olan sanatçılar ve filozoflar, bir dine olmasa da bir Tanrı’ya inanmak zorunda kalıyorlar.
Çünkü din (= Allah) bize, öteden beriye en doğru, en sahih bilgileri veriyor. = Verdiği bilgilerle bizi beriden öteye götürüyor. Bakın!, ‘şöyle yaşarsanız, ötede şöyle; böyle yaşarsanız, ötede böyle bir hayat ile karşılaşacaksınız.’, diyor. Buna inanmayan sanatçılar ve filozoflar ise, yeni bişey bulabilir miyiz diye “kıvranıyorlar”! ama buldukları şeye, kendilerini de inanmıyorlar, bu yüzden sürekli arıyorlar.
Yorumlar
Yorum Gönder