KAYIP ARANIYOR!.
Kim kayıp?!.
Ben. (= Sen, O, Siz, Biz, Onlar.)
Biz, birini (= bi yakınımızı) kaybettiğimizde de bu başlıkta bir ilân veririz.
Ya kendimizi kaybetmişsek, kendimiz kaybolmuşsak!.
"Kendini bil" düsturu, Yunan’dan beri önemli bir düsturdur; Delphi Tapınağının giriş kapısında bu düstur yazar. Ben bu düsturu, (önce) “kendini bul”! şeklinde okuyorum; çünkü, kendini bilmek için önce, kendini bulmak gerek.
Modern insan, modern gâileler içinde kayboldu. Modern insan sanki, bişey (= zengin, âlim, âmir, vs.) olunca kendi olacak!. Bu “oluşlar”, oluş değil, kayboluş. Kişi, bu gâilelerden kurtulup kendine, kendinden sonra Rabbine dönmedikçe, (bişey) olmaz. Kendine dönmek, ben kimim, nereden geldim, niye/niçin/neden geldim, nereye gidiyorum/gideceğim?!, sorularına cevap aramaktır. Bu sorular, kişiye Rabbini bulduran sorulardır.
“... nesullahe, feensâhüm enfüsehüm...” (= نَسُوا اللّٰهَ فَاَنْسٰيهُمْ اَنْفُسَهُمْۜ , 59/19.) = Allah’ı unuttular, Allah da onlara kendilerini unutturdu.
Kendini unutmak, kendini kaybetmektir.
Yukarıdaki âyet, dönüşümlü okunabilir. Kişi, kendini unutunca (= kaybedince), Rabbini (= Allah’ı) unutur (= kaybeder); Rabbini (= Allah’ı) unutunca da (= kaybedince de) kendini unutur (= kaybeder)!.
Nitekim,
“Kendini bilen, Rabbini bilir.” = “ مَنْ عَرَفَ نَفْسَهُ فَقَدْ عَرَفَ رَبَّهُ” denir.
Burada da bilmek için, bulmak gerektiğini hatırlatayım.
Modern insanın kendini ve Rabbini bilmesi için, önce geçici ve oyalayıcı gâilelerinden bişekilde kurtulması = kendini bulması = kendine dönmesi = kendine gelmesi gerekiyor.
(Modern) insan, uzuun bir süreden beri kayıptır.
Kayıp aranıyoooor!.
***
Pekiî olmak nedir?!.
Olmadan evvelki gibi olmaktır.
Olmadan evvel neydik?!.
Rabbin “OL”! emrindeydik.
Yorumlar
Yorum Gönder