TEMİZ, TERTEMİZ BEN
Temiz ben varsa, kirli ben de vardır. Kirli ben, günahla kirlenmiş, ego (= benlik) çamuruna batmış, şeytanî bendir. Temiz ben, günahı (= günahları) terk etmiş, ego (= benlik) çamurunu temizlemiş, melekleşmiş bendir.
Şeytan, ben diyen ben (= ‘beni ateşten, onu/Âdem'i çamurdan yarattın’, diyen; Rabbinin emrini dinlemeyen ben); melek, Rabbinin emrine uyan, kayıtsız-şartsız (= bilakaydüşart, itirazsız) itaat eden bendir.
İnsanda, imtihan gereği hem şeytanî ben, hem melekî ben vardır. (= fücûr ve taqvâ.) Şeytanî ben, kirli bendir; melekî ben, temiz bendir. Enâniyet, şeytanî bendir. Şeytanî ben öldürülünce, geriye temiz (= melekî) ben kalır.
“Melekler, Allah’a kul olmaktan aslâ kaçınmazlar.” (4/172.) Onlar, O’nun sâdık askerleri, memurlarıdır; tâbiri caizse, O’nun bi/r dediğini iki etmezler; aslâ günah işlemezler.
Temiz, tertemiz insan (da), melek değil, “melek gibidir.”!. Bu insan, şeytanî benini öldürmüş (= yok etmiş); melekî bir ben edinmiştir; bu ben, onun yeni (= temiz, tertemiz) benidir.
Bu bene sahip olan beni (= insanı), Allah sever.
Kutsî Hadis şöyle der :
“Ben, kulumu sevdim mi artık onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı (akleden kalbi, konuşan dili) olurum. O, Ben’den bir şey isteyince onu veririm, Ben’den sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum. Ben Mü’min kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar hiç tereddüde düşmedim. O ölümü sevmez, Ben de onun sevmediği şeyi sevmem.” (Buhârî, Rikak 38.)
Temiz, tertemiz ben, işte böyle bi/r ben. Allah, ancak böyle bir beni kul-lanır, kul olarak kabul eder.
Biz kullar bile, sözgelimi, kullanacağımız (= alacağımız) bir arabanın temiz olmasına bakmaz mıyız?!.
Kirli benleri ise, şeytanlar (= şeytanî benler, tağutlar, putlar) kullanır; kirli benler, şeytanların (= şeytanî benlerin, tağutların, putların) ve sahte ilâhların kullarıdır.
Temiz benin Kitâbî = Kur'anî karşılığı, Allah-u A'lem, akl-ı selîm, kalb-i selîm veya ül-ül elbâb, olabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder