SINIFLAMA

Kütüphanecilikte, kitapları konularına göre; eğitimde, öğrencileri bilgi seviyelerine göre; ekonomide, insanları gelir seviyelerine göre ayırma, kategorize etme işi, sınıflama.

Doğumla herkes, aynı sınıfın üyesi (çocuk) olarak doğar ama sonradan “sınıflanır”!. Kimi, iyi şartlarda; kimi, kötü şartlarda büyür-büyütülür. İleriki yaşlarda bazılarının şartları daha da kötüleşir; bazılarınınki de daha iyileşir. Bu yüzden, kast sistemi hariç, sınıfların sınırları geçirgendir, esnektir.

...

Sosyalizm (komünizm), sınıfsız bir toplum yapısını öngörür; bu yüzden kapitalizme düşmandır. Kapitalizm, insandaki yeteneklerin hiçbir (ahlâkî) sınırlama olmaksızın kullanılmasından yanadır. Sosyalizm ise bu yetenekleri toplumun (ve devletin) emrine vererek eşitler; imkânlardan herkes eşit yararlansın ister. İki hâl de uygulamada büyük sorunlara yol açar. Kapitalizmde, zengin daha zengin, fakir daha fakir hâle gelir. Sosyalizmde insanî yetenekler körelir; insanlar : yaratılan imkânlardan (katma değerden, hâsıladan) herkes eşit yararlanacaksa, benim fazla çalışmamın ve daha kaliteli iş üretmemin bir anlamı yok demeye başlar; “insanî rekâbet” ölür.

İnsanî rekâbet, sadece malla/para ile ve makam-mevkî ile ölçülmez; onu en güzel ölçen ahlâktır = ahlâkî duyarlılıktır

İnsanlar sahici/esaslı bir sınıflama yapacaklarsa, bunu ahlâk üzerinden yapmalılar, sınıfsal durumlarına (= konumlarına) ahlâkî açıdan bakmalılar. Mal-mülk (= zenginlik-fakirlik) makam-mevkî, yaş, cinsiyet ve milliyet ahlâkî durumun sadece aparatları veya aletleridir. Bunların varlığı ile övünülmez; yokluğu ile de yerinilmez; varlıklıyken de yoksulken de ahlâklı olunabilir. Varlığını ve makamını kötü kullanan biri, ahlâken alt bir sınıfa düşebilirken; yoksul biri, üst bir sınıfta yer alabilir. Aynı şekilde varlığını ve makamını iyi kullanan biri, (ahlâken daha) üst sınıfa çıkabilirken; yoksul biri, (ahlâken daha) alt bir sınıfa düşebilir.

Ahlâken bu hayata nereden başladığımız ve bu hayatı ahlâken nerede bitirdiğimiz önemli. Ölünce bizim zengin veya fakir; erkek veya kadın (Türk-Kürt, Alman-Rus, Arap-Acem, vb.) oluşumuza bakılmayacak; elimizdeki imkânları nerede ve nasıl kullandığımıza bakılacak; ona göre “sınıflanacağız!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ