YORUMSUZ

“Biz Sana okuyacağız (= Sen de okuduklarımızdan hiçbirini) unutmayacaksın. Allah’ın unutmanı istedikleri hariç...” (87/6.)

سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنْسٰىۙ *  اِلَّا مَا شَٓاءَ اللّٰهُۜ 

“(Vahyin sözlerini tekrarlarken) Dilini hızla oynatıp durma. çünkü Onu (Senin kalbine) yerleştirmek ve (gerektiğinde) okutturmak Bizim işimizdir. Böylece, Biz Onu okuduğumuz zaman, Onun okunuşunu (bütün zihnini O okuyuşa vererek) takip et. Sonra da Onu beyân etmek (= açıklamak da) Bize düşer.” (75/16-19.)

لَا تُحَرِّكْ بِه۪ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِه۪ۜ *  اِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْاٰنَهُۚ * فَاِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْاٰنَهُ * ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُۜ

...

Sadece son âyetteki “sonra’ya/ثم’ye” dikkatinizi çekmek istiyorum; diğerlerini yorumsuz bırakıyorum.

Sümme (ثم), sizce, her işte olduğu gibi, okuma, anlama ve açıklamada da belli bir sürecin = zamanın geçmesini ifâde etmiyor mu?!. Yeter ki, her iş gibi okuma, anlama ve açıklamada da samimî (= ihlâslı) olalım ve ötesini Rabbimize bırakalım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ