İKÂME-İ SALÂT

İkâme-i Salât : Salâtı ikâme etmek. Salâtı (namazı) ayağa kaldırmak.

Namaz, “ayakta” değil mi?!.

Bu yazı, bu soru etrafında dönecek. 

İkâmenin kökü, kıyâm/kâme. Kıyam, aynı zamanda namazın (salâtın) bir rüknü = şartı.

Namazın diğer şartları (= rukünleri) neler?!. Rukün, o şeyi ayakta tutan direkler, sütunlar, dayanaklar. Bu dayanaklardan biri ya da bir kaçı eksik olursa, o yapı çöker.

Hadesten ve necâsetten taharet : İç ve dış (= maddî ve manevî) temizlik. Bu temizlik, pek tâbî ki sadece namaz ânı için değil.

Setr-i avret : Avret yerlerinin örtülmesi. Kişinin toplum içine çıkabilecek vaziyette olması.

İstikbâl-i kıble : Kıbleye (= Kâbe’ye) yönelme. Doğru istikâmet (= yön) edinilmesi. Bu, aynı zamanda bireysel ve toplumsal olarak (sembolik) hedef belirlemedir.

Vakit : Namazı vaktinde kılmak. Namaz vakitleri günün 24 saatine yayılmıştır. Meselâ, öğle namazının vakti, 12:00 ilâ 15:00 arası diyelim. Bu namaz, 12:15 ila 12:30 arasında kılınabilir. 12:30’dan 15:00’e kadar, başka ilâhlara kulluk yaparsak = başka ilâh olmayan ilâhların sözünü dinlersek; ilâhımız, sadece 12:15 ila 12:30 arasında Allah olur. Bunun ne tehlikeli bir iş/davranış olduğunun farkında mısınız?!.

Niyet : Özelde namazı, genelde her işi iyi niyetle ve samimîyetle (= Allah rızası için) yapmaktır. Herkesin niyetini = neyi, ne amaçla yaptığını Allah bilir.

İftitah Tekbiri : “Allah-u Ekber = En Büyük Allah” diyerek namaza başlamak. O’ndan başka büyük bilmemek, tanımamak.

Kıyam : Allah için ayağa kalkmak, ayakta (tetikte) durmak. Allah’ın dinini (= kelimelerini) ayağa kaldırmak. Hayatta Allah’ın dini (= kelimeleri) hâkim değilse = zâlimler (= tağutlar ve putlar) hayata hâkimse, “ayaklanmak”!.

Kıraat : Allah’ın dinini (= kelimelerini) ayağa kaldırmak = hâkim kılmak, zâlimlere (= tağutlara ve putlara) karşı ayaklanmak için yapılması gerekenleri Allah’ın gönderdiği Kitâb’tan okumak-öğrenmek. Bu iş, son on sûre ile olmaz. Son cümleden vazgeçtim; Fâtiha bile “hakkıyla bilinse” yeterli.

Rukû’ : Sadece Allah’ın “Huzurunda” eğilmek. Başkalarının huzurunda dik (= omurgalı) durmak.

Secde : Secde için söyleyebileceğim tek sözcük, mahviyet.

Ka’ide-i Âhire : Son oturuş = tahıyyât. Bura, hem dinleniş hem sohbet/muhabbet!. Kiminle?!. Rabbimiz Allah ile = “et-tahıyyât-ü lillah”; Efendimiz ile = “ve-s salavât-ü ve-t tayyıbât-ü es-selâm-u aleyke eyyüh-en nebî...”; Allah’ın sâlih kulları ile = “es-selâm-u aleynâ ve alâ ıbâdıllah-ıs sâlihîn”; sonra da hep birlikte : “Eşhedü en lâ ilâhe illâ, Allah ve eşhedü enne Muhammed-en abduHû ve RasûlüHû.”

Sağa-sola (= herkese ve her şeye) selâm. = Es-Selâm-u aleyküm ve Rahmetullah. 

Ne muhteşem bir manzara!.

...

Allah bizi, selâm yurduna (= dâr-us selâm’a) çağırıyor (10/25); hepiniz (ayrılığa gayrılığa düşmeden) silme (= İslâm’a, barışa, huzura) girin/gelin!... (2/208.) diyor. Zulmün (= zâlimlerin, tağutların ve putların hâkim) olduğu yerde barış ve huzur olmaz.

Salât (namaz), silmi (= barışı, huzuru) hâkim kılmak; zulmün (= zâlimlerin, tağutların ve putların) egemenliğini (hâkimiyetini) ortadan kaldırmak için çook stratejik ve çook sembolik donanımların yüklendiği eşsiz bir ibâdettir. 

***

Salât, hasenât ve salihât için bir habbe.

Fuhşiyât ve seyyiâttan koruyan bir kubbe.

Salât edende bu iki fonksiyon yoksa,

O kişi, boşaltılmış oturup-kalkan bir cübbe.

(Habbe : Tohum. Hasenât ve Salihât : İyi ve Güzel davranışlar. Sâlih ameller. Fuhşiyât: Fuhşun çoğulu. Azgın davranış. Seyyiât : Kötülükler. Son ikisine günah da denir.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ