İMANIN HAYRINI GÖRMEK
Bu ifâde, Enam Sûresi 158. âyette geçer. “...lem tekün âmenet min kablü, ev kesebet fî îmânihâ hayrâ...”; ev bağlacı, kesebe fiilini leme (olumsuzluk edatı) bağlar.
“Neyi bekliyorlar?!. Meleklerin gelmesini mi, Rabbinin gelmesini mi, yoksa Rabbinden bazı (açık) işaretlerin (= âyetlerin) gelmesini mi?!. Rabbinden bazı (açık) işaretlerin (= âyetlerin) geldiğinde, daha önce iman etmemiş veya imanından bir hayır (= fayda/yarar) görmemiş olanlara imanları bir fayda sağlamaz. (= lâ yenfeu). De ki onlara : Bekleyin, biz de bekliyoruz.”
Neyi bekliyoruz?!.
Rabbimizden bazı (açık) işaretlerin (= âyetlerin) gelmesini mi?!.
İşte Kur’ân!.
Onlar, O Kur’ân’ın âyetlerini “açık” (= mübîn) görmüyorlar; kendilerine daha açık âyetlerin (= işaretlerin, alâmetlerin) gelmesini bekliyorlar.
Ne gibi?!.
Melekleri görelim. Allah’ı görelim. Bize de yazılı bir Kitâb verilsin, ... diyorlar. (Ayrıca bknz. 2/210 ve 6/7.)
İmanın hayrını görmek ne demek?!.
Rabbin meleklerini ve Rabbimizi görmediğimiz hâlde, “görüyormuş gibi” gibi ihsan üzere yaşamak. Mümkün olduğunca günahlardan kaçınmak. Dini (= Rabbimizi = Kur’ân’ı) ciddiye almak; Onu bir oyun ve eğlence sanmamak. Dünyaya dalmamak, aldanmamak. (Bknz. 6/70.)
Her işimizde, her ânımızda Allah’ı ve hesabı hatırlamak. (= zikir.)
Kimseye haksızlık yapmamak.
Bu işleri ertelemek. Çünkü, ölümün ne zaman geleceği belli değil.
Ölüm gelince (de), bize imanın bir faydası (= hayrı) olmayacak!.
Sağken, hâlimiz vaktimiz yerinde iken, imkânımız varken, imanımızın bizi hayra (= iyiliğe, iyiliklere) yöneltmesini sağlamak; kuru kuru inandım (= Elhamdülillah Müslümanım) demekle yetmemek.
Müslüman, hayır (= iyilik) yapan, sadece Allah’a tapan adamdır.
İmanımızın hayrını görelim, (birbirimize değil,) Rabbimize gösterelim!. Sâlih amelsiz iman, sadece (kuru bir) sözdür.
Yorumlar
Yorum Gönder