BİR-LİK-TE OLMAK
Bir olmak. Birlik olmak. Birlikte olmak.
Bir olmak, sadece Tanrı’ya mahsustur; birlik olmak ve birlikte olmak ise insanlara. İnsan, hiçbir zaman “Bir” olamaz; ama “bir olmak” için, birlik olmak ve “birileri” ile birlikte (= beraber) olmak ister. (Tek başına bir) insan, hiçbir zaman kendine yetmez; insan, her zaman bir arayış içerisindedir, olacaktır; cennette bile; buna “Tanrı aşkı = Muhabbetullah” denir.
Birlik olmak, (burada) toplum (ve devlet) olmak; birlikte olmak, aynı inanç ve idealler etrafında beraber olmaktır. İdealler ve değerlerdir (= inançlardır), bizi burada birlik ve beraberlik içinde (= birlikte) tutan. Doğru idealleri ve değerleri (= dini) de sadece Bir Olan belirler. Kendi içinde bir olamayan = kendi ile çatışan biri; hiç, birlik ve beraberlik içeren bir din/düzen (= idealler ve değerler, yasalar veya kurallar) ortaya koyabilir, vaaz edebilir mi?!.
Bir olmasa, birlik ve birliktelik (= beraberlik) de olmaz. Şeytan, şeytanlar, bizi Bir’den, birlikten, birliktelikten (= beraberlikten) koparan ve varlığa yabancılaştıran duygudur, duygulardır. Duygudur, diyorum; çünkü onda (şeytanda), ciddî bir güç yoktur. Niye?!. Çünkü ayrılık, -- ki, birlik ve birlikteliğin (= beraberliğin) zıttıdır --, gücü böler, parçalar ve sonunda yok eder.
Bir, birlik, birliktelik (= beraberlik) ve düzendir (= dindir); ayrılık-gayrılık ise kaos, çatışma ve savaş.
Bir’de, tüm birlik ve birlikteliklerin (= beraberliklerin) çook üzerinde ve onları Kendine çeken bir güç vardır. O Bir’e (doğru) yönelirsek, birlik ve birliktelik (= beraberlik) içinde oluruz; O Bir’e “sırtımızı dönersek”! (= O’nu dinlemezsek), içerde ve dışarda ayrılık-gayrılık = kaos, çatışma ve savaş kaçınılmaz olur.
Bir’e yönelme, doğru yolda (= sırât-ı müsteqîm üzre) olmadır.
“ihdinâ-s sırât-al müsteqîm.” (1/6.)
Yorumlar
Yorum Gönder