BİLME/K NEYE YARAR?!.
Bilme/k, ne işe yarar?!.
a) Para ve unvan kazanmaya.
b) Üstünlük taslamaya.
c) Hâkimiyet kurmaya.
d) Rabbi “bilmeye”!.
Doğru cevap : D. Diğer cevaplar, kısa vadeli ve geçici olarak bi işe yarar, ama sonunda işlevsizleşir; D, A, B ve C’ye de imkân verir.
Rabbi “bilme”!, Rabbin Zâtını ve mâhiyetini bilme değil, -- Rabbin Zâtı ve mâhiyeti bilinemez --, Rabbin mevcûdiyetini bilme ve hâkimiyetine tâbî olmadır. Bilmede bu yoksa, kişi, ya bilgi oyunu oynuyor, ya da bilginin sırtından para ve prestij (= ün-unvan, nam, güç, vb.) kazanıyor demektir. Böyle bir bilgi, neticede yanlış bilgidir. Dünya çapında büyük oranda yaşanan budur. Bu işin kökü/kökeni, taâ ilk yaratılıştadır.
Âdem’i (ve soyunu = bizleri) Rabbimiz yaratacağı “zaman”!, meleklerine : Ben, yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Melekleri de : orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi, yaratacaksın?!. dediler. Âdem’e tüm isimler öğretildi. (= her şeyin bilgisi verildi.)... Melekler (bile!) Âdem’e secde (= itaat) etti. Ve Âdem’e, şu cennette otur (= yaşa) ama şu ağaca dokunma (= yaklaşma), dendi.
Ama Âdem (ve eşi; dolayısıyla bizler) o ağaca yaklaştı(k) = emri dinlemedik.
Niye?!.
Rabbimizi (= Rabbimizin emrini) unuttuk = şeytana uyduk.
Rabbimiz bize, her şeyin bilgisini (= ismini) niye öğretmişti?!.
O’na halife olmak = O’nun Adına iş yapmak = yaşamak! için.
O’na halife olmak ne demek?!.
O’nu unutmamak, O’nu dinlemek, O’nun hâkimiyeti (= gözetimi) altında yaşamak.
Bunu unuttuk ve bu dünyaya düştük (= hubût).
Tekrar, O’ndan O’nu hatırlayacak (= hatırlatacak) yeni kelimeler aldık ve tövbe ettik de O’ndan yeni bir imkân (= fırsat) daha elde ettik. (Bknz. 2/30-38.)
Yine unutursak diye, Merhametli Rabbimiz bize Kadim Kelimelerini içeren Kitâb’larını da mübarek Elçileri ile gönderdi = indirdi. Ama biz O indirilen Bilgileri (de), O’nu hatırlamak, O’nun hâkimiyetine (= yegâne ilâhlığına) vesile kılmak için değil; para, prestij ve hâkimiyet kazanmak için kullanmaya; O’nun dininin (= Kitâb’ının) sırtından maddî ve manevî çeşitli menfaatler elde etmeye kalkıyoruz.
“Allah’ın indirdiği Kitâb’tan bir kısmını gizleyip, onu az bir değer karşılığında değiştirenler = satanlar var ya!, işte onlar, bununla karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Allah, onlarla kıyamet gününde ne konuşacak ne de onları temize çıkaracaktır. Ve onlar için can yakıcı bir azap vardır.” (2/174.)
Kitâb’tan bir kısmını gizlemek ve Onun bazı âyetlerini az bir değer karşılığında satmak, nasıl olur ve karşılığında ne elde edilir?!.
İlki, susarak, dolayısıyla da zulme, zâlimliğe ses çıkarmayıp, ona yol/imkân ve fırsat vererek; ikincisi de zulümden, zâlimlikten kişisel menfaat elde ederek olur. Çünkü, Kitâb’ın âyetlerini gizlemek ve satmak, bi başkanın hakkını yemek, adâleti ve hakkaniyeti çiğnemektir.
Allah’ı unutan “bilginler”! (= uzmanlar = azmanlar), bilgiyi işte böyle (yanlış, haksız) kullanmaya, yaymaya (= öğretmeye) ve az bir ücret karşılığında zalimlere danışmanlık (müşavirlik) etmeye devam ediyorlar.
Onlar da anlayacaklar.
Yorumlar
Yorum Gönder