DEVLET

Devlet, insanların ortak sözleşmeyle sosyal barışı (= düzeni) sağlamak için kurduğu en yüksek, en büyük organizasyon.

Sosyal barış da (= düzen, din de) güçle sağlanır.

Devletin gücü, mutlak (= lâ yüs’el) bir güç müdür?!.

Hayır. Bu güç, milletin rızaya dayalı onayı (= sözleşmesi) ve maddî desteği (= vergileri) ile ayakta durduğu için, mutlak değildir.

Devlet, düzeni adâletle ve kılıçla (= silâhla) sağlar; adâletten şaşarsa, ona verilen gücü (= kılıç, silâh kullanma gücünü) millet geri alabilir, almalıdır.

Bu yüzden, millete muhtaç olan bir güç, mutlak bir güç olamaz.

Hiçbir şeye muhtaç olmayan güce, mutlak güç denir; O da Tanrı’dır. (Tanrı ile sözleşme = misaq yaparız ama Tanrı’ya vergi vermeyiz. Tanrı adına, kullarına “vergi”! veririz, buna da iyilik deriz.)

...

Dünyada bir çok ulus devlet var. Ulus devletlerin kendi içinde düzen sağlansa bile; uluslar (= tüm insanlar) arasında düzenin sağlanması, tüm ulusların ortak anlaşmasına (= rızasına); bu da tüm ulusların (= insanların) hiçbir şeye muhtaç olmayan TEK BİR GÜCE (= İLÂH’a, ALLAH’a) inanmalarına (= güvenmelerine) bağlıdır.

Pekiî, tüm ulusların (= insanların) hiçbir şeye muhtaç olmayan TEK BİR GÜCE (= İLÂH’a, ALLAH’a) inanmaları (= güvenmeleri) mümkün müdür?!.

Mümkün olmazsa, dünyada cennet de mümkün olmaz. Bu yüzden, bu dünyada TEK BİR GÜCE inanmayanların (= güvenmeyenlerin) öte dünyada cehennemle cezalandırılması (= O Gücün, güç kullanması); inananların da cennetle ödüllendirilmesi kaçınılmazdır.

Mutlak Güç, mutlak düzenini, ötede sağlayacak; esas, esaslı devlet, orada kurulacaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ