PARANIN GÜCÜ

Para, paralı (= zengin) adama güç verir mi; verirse, bu güç nasıl bir güçtür?!.

Zenginler (= para/kapital sahipleri, kapitalistler) güçlerini paradan alırlar.

Paralı adam, karısının yaptığı yemeği beğenmezse, yemeğini dışarıda yer; karısını beğenmezse, yeni karı alır. Oturduğu evi beğenmezse, otelde yatar.  İstediği yere “gezmeye” gider. Parası (= aldıkları, yedikleri-içtikleri) ile hava atar...

Çook parası varsa, “büyük patron” olur; piyasa tekeli oluşturur, fiyatları istediği gibi belirler.

Siyaseti dizayn eder, oy (= delege, seçmen) satın alır; istediği kanunları çıkartır.

Adâleti “satın alır”; istediğini içeri attırır; istediğini dışarı çıkartır. 

Ama ihtiyarlığa, hastalığa ve ölüme gelince, paranın bir gücünün olmadığını anlar. Anlar ama, bu anlayışın sağlamken ve sağken bir değeri vardır, o zaman bi faydası (= değeri) yoktur.

Sağlamlık ve sağlık (buradaki sağlık, sağ/hayatta kalma), kaç yıl sürer?!. 60-70, bilemedin 100 yıl. Her şey, bu kadarcık bir yıl için mi?!.

Sonrası yok mu?!.

Böyleleri için yok. Varsa yoksa bu hayat. Paranın gücü (= hükmü) buraya (bu) kadar; ötesi yok.

Hesaba inanmayanların hesapları sadece burada, bura/sı için. Onlar burada çok kazanmak, kazançları ile “çaka satmak, hava atmak” için çook ciddî hesaplar yaparlar, ama ölünce bu hesapların hepsi boşa çıkar. Çünkü onlar, paralarıyla devletlere bile müdahale ederek insanları kendilerine (ve devletlere) kul-köle (= muhtaç) hâle getirirlerdi.

...

Sosyal devlet nedir?!. Milletin devlete muhtaç olduğu devlettir. Asıl sosyal devlet, milletine karşı âdil olan, herkese fırsat eşitliği sunan/veren ve sırtını zenginlere (= kapitalistlere) değil, halkına dayayan devlettir.

"Adâlet, mülkün temelidir." Sosyal devlet, mülkü âdil dağıtmadığı için, fakirlik üreten ve fakiri kendine muhtaç eden devlettir.

...

Yoksul devletler de zengin devletlere muhtaçtır.

...

Devlet (= ﺩﻭﻟﺖ), Kitâb’ta sadece tek bir yerde geçer : Haşr, 7. âyette.

“Allah’ın, beldeler halkından, Resûlüne verdiği feyler (= savaş yapılmadan elde edilen mallar; bu, ticareti de kapsar), aranızda zenginliğe neden olan, elden ele dolaşan bir devlete (= bir servete, zenginliğe) sebep olmasın diye; Allah’a, Rasûlüne, ölen ve öldürülen Mü’minlerin yakınlarına, yetimlere, miskinlere ve yol oğluna (= yolculara) aittir. Resul size ne verdiyse onu alın; sizi neden alıkoyduysa ondan vazgeçin. Allah’a karşı taqvâ sahibi olun. Kuşkusuz Allah, cezalandırması çok şiddetli (= şedîd-ül ıkâb) Olan’dır.” (59/7.)

Paranın gücü ile insanlar üzerinde güç = hâkimiyet kuranları çook şiddetli bir azâb/ıkâb; parayı kullanarak iyilik (= hayr) yapanları da güzel bir gelecek veya sonuç (= hüsn-ü meâb) beklemektedir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK