TAM MUTABAKAT

Kelimenin tam anlamı ile tam (mutabakat).

Tam mutabakat : Kişilerin, tüm ayrıntılarda anlaşması; aralarında zerre kadar da olsa bir anlaşmazlık noktasının bulunmaması. 

Böyle bir durum (= hâl) mümkün mü?!. İki kişi, tam anlaşabilir mi?!.

Böyle bir durumda ‘iki kişi, bir-tek kişi’ olmuş demektir. Kişinin kendi bile, kendi ile (= kendi içinde) anlaşamazken = kişi, kendi ile, kendi içinde bir sürü çatışma yaşarken, bu nasıl mümkün olabilir?!.

İki kardeş, iki eş, iki dost, kendi aralarında tam anlaşabiliyorlar mı; aralarında hiç bir problem (= sorun) yaşanmıyor mu?!.

Bunların aralarında hiçbir problemin/sorunun yaşanmaması için, ya kendi aralarında tam bir güvenin (= birbirlerine imanın) oluşması, ya da birinin ötekine tam bir teslimiyet (= islâm) göstermesi şarttır. 

Aynı etten-kemikten, aynı yumurta ikizleri, aynı türden veya cinsten (cinsiyetten) olsalar bile, iki insanın böyle, tam bir mutabakatı ontolojik ve fiilî olarak mümkün değildir; çünkü ikisinin de geçmişi (= yaşadıkları tecrübeler), içinde yaşadıkları şartlar, ilişkileri, beklentileri (= idealleri, amaçları) farklı olabilir; bunlar da onları farklı kılar.

Her insan özeldir; kimse kimseye benzemez.

Pekiî, iki (tam) Müslüman nasıl anlaşır?!.

İkisi de TAM ve MÜKEMMEL OLAN’a inanarak (= güvenerek) ve teslim (= islâm) olarak. İkisinin de dediğine değil, ikisinin de Rabbi, TAM ve MÜKEMMEL OLAN’ın dediğine uyarak. Bunun dışındaki tüm anlaşmalar (= tüm mutabakatlar), tam bir anlaşma (= tam bir mutabakat) değildir; çoook az da olsa, taraflardan biri, diğerine göre belli bir avantaj elde etmiştir.

Kişi, (tam bir) Mü’min, (tam bir) Müslüman olduğu, Rabbi ile yaptığı anlaşmaya (= mîsaqa, sözleşmeye) sâdık kaldığı oranda, tüm avantaj onundur; bu işten Rab, zerre kadar dahi bir avantaj elde etmez; çünkü O, her dâim TAM ve MÜKEMMEL olduğu için hiçbir şeye ihtiyaç duymaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ