DEVLETLERDE BAĞIMSIZLIK

Devletlerin bağımsızlığı, milletlerin devlete bağımlılığından (= halkın kendi özgürlüklerinden feragatinden) doğar, kaynaklanır. Halkın özgürlüğü, Hobbes’un deyimiyle bir doğa durumudur; doğa durumu da insanın insanla (özgürlüklerin) savaşıdır. Herkesin her dediği olursa, kimsenin dediği olmaz; kimse, kimseyle anlaşamaz. Konum, bu değil; devletlerin bağımsızlığı.

Devlet/ler de millet/ler (= insan/lar) gibidir; çünkü devletleri, insanlar kurar ve idare eder. Devletlerin gücü, millet/ler/in (insan/lar/ın) ortak gücüdür = leviathandır; devlet, tüm bu güçlerin bir (tüzel veya özel) kişide (= kurumda veya kralda) toplanmasından ibarettir. 

Devletler de kendi aralarında anlaşamazlar. Küresel savunma ve ekonomik paktların (= NATO ve Varşova. AB, OECD, EFTA, NAFTA, vb.) arkasında, devletlerin hayatta/ayakta kalma korkusu ve kaygısı vardır. Bu kamplar, dost-düşman kapları gibidir. Devletler de kendi aralarında bir güç mücadelesi içindedirler. Güçlü ve patron/âmir devletler olduğu gibi, zayıf ve “işçi-memur” devletler de vardır.

Devletler güçlerini sadece milletlerinden almazlar veya milletlerinden aldıkları gücü yeterli görmezler.

Aslında hiçbir devlet, bağımsız değildir; herkes, gücü oranında bi başkasına bağımlıdır.

Hayat, bireysel ve toplumsal açıdan bir mücadeledir. Birey, kendi içinde de dışında da bir mücadele hâlindedir. (= taqvâ ve fücur.) Burada, iyi (iyiler) de, kötü (kötüler) de “tam zafer” ilân edemez/ler.

Tam zaferin ilânı, burada mümkün değildir; bura/sı (= bu dünya), sadece bu mücadelenin alanıdır. Ötede, iyi (iyiler) ile, kötü (kötüler) ayrılacak/ayrışacak (= cennet-cehennem) ve herkes, kendi (devleti) ile baş başa kalacaktır.

Tam bağımsızlık, kötünün (ve kötülüğün) olmadığı iyi (veya iyilik); iyinin (ve iyiliğin) olmadığı kötü (veya kötülük), değil midir?!. İlkinde de ikincisinde de hiçbir engel yoktur; ama ilki, kemâle, mükemmelliğe; ikincisi, zevâle, yıkıma/yıkılışa, yok oluşa doğrudur.

Sizce, tarih boyunca kaç devlet kurulmuş, kaç devlet yıkılmıştır veya kurulacak, yıkılacaktır?!.

“Küllü men aleyhâ fân; ve yebqâ Vech-ü Rabbike zül Celâl-i vel İkrâm. = Celâl ve İkrâm sahibi Rabbin Yüzü (= Vechi, Zâtı) hariç, herkes ve her şey yok olacaktır.” (55/26-27.)

“Ve lâ ted’u mealAllah’i ilâhen âhar; lâ ilâhe illâ Hû, küllü şeyin hélikün illâ Veche... = Allah ile birlikte (Allah’tan) başka bir ilâhtan istekte bulunma. O’ndan başka ilâh yoktur. O’nun Yüzü hariç, her şey yok olucudur. (yok olacaktır.)”  (28/88.)

Devlet-i ebed müdded = sonsuza kadar süren veya sürecek olan bir devlet var mı, olmuş mu, olacak mı?!.

Burada yok, olmadı, olmayacak. 

Ötede, bu iyi ve kötü devletler, birbirlerinden bağımsız olarak ve birbirlerini rahatsız etmeden ebede (= sonsuza) kadar yaşayacaklar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK