ENGEL
Mania. Set. Berzah. Barikat. Perde. Hıvel (= حول), hîyl (= حيل). Hâl (= حال) de aynı kök; ortadaki harfler (= vav, ya, elif) med harfleri.
Hıvel, havl şeklinde de okunur. Tehavvül (= değişim), hâil (= ﺣﺎﺋﻞ = engel) de aynı kökten türer. Havl, güç demek; hıvel veya hîyl, set, engel; hâl, şu ândaki durum.
Sebe Sûresi son (54.) âyette geçen وَحِيلَ بَيْنَهُمْ وَبَيْنَ مَا يَشْتَهُونَ hîyleye ve bu ibareye yoğunlaşacağım. Anlamı : “onların kendi istek ve arzuları ile kendileri arasına set (= engel, barikat, vb.) çekilmiştir.” Artık, istediklerini yapamazlar, arzu ettiklerine ulaşamazlar; onlar artık hâkim değil, mahkûmdurlar; onların elinden (şimdi!) özgürlükleri alınmıştır, onlar adına, şimdi “Başkası”! karar verecek, veriyor...
Kim bunlar?!.
Daha önce inkâr edenler. “Uzak yerden”! (= dünyadan) gayba (= âhirete, hesaba veya dirilmeye) taş atanlar. (53. âyet.)
Bunlar, dünyada her istediklerini özgürce yapanlar; Allah’ın isteğine kulak asmayanlar. Şimdi, onların istekleri ile kendileri arasında engeller (= barikatlar, mânialar) var; istekleri bi türlü yerine gelmiyor, gelmez, gelmeyecek!.
Niye?!. Çünkü, burada da önlerinde ve arkalarında (= gözlerinde, kulaklarında, akıllarında, duygularında) hakkı-hakikati (= Kur’ân’ı) görmeyi, işitmeyi, anlamayı, idrak etmeyi engelleyen setler (= ekinne, vakra) vardı. Onlara, Kur’ân’da Rabbin tekliği (= tevhîd) anıldığı/anlatıldığı, insanlar onları tevhîde çağırdığı zaman nefretle arkalarını dönüp kaçarlardı. (Bknz. 36/9. 17/46.) Onlar, tevhîdden değil, şirkten beslenir, nemalanırlardı. Nefisleri ve tağutları (= putları, nefis putları), onlara her istediklerini yaptırırdı.
Şimdi, istekleri ile kendileri arasında engeller var.
Bu engeller ne zaman kalkar?!.
Hiç bir zaman.
Çünkü onlar, Allah’tan başka kimsede güç ve kuvvet olmadığını; onlara gücü ve kuvveti Allah’ın verdiğini, her türlü gücün ve quvvetin kaynağının Allah olduğunu bilmediler, bilemediler. = “lâ havle ve lâ quvvete illâ billah.”; kendilerinde bir güç-kuvvet var zannettiler; şimdi de o güç-kuvvet onlardan alındı; artık hiç bir istekleri yerine gelmiyor, gelmeyecek; Allah’ın (azap) isteği yerine getiriliyor.
Nasılmış “özgürlük”?!.
Siz “özgürdünüz”!, hadi şimdi de istediğinizi yapsanız ya!.
Şimdi, Allah'a kul olanlar özgür; hem de ebeden.
Kim kârlı, kim kazançlı?!.
Yorumlar
Yorum Gönder