ASIL ve FER'
Kelimelerin orijinal yazılımı Arapça : أصل و فرع; çoğul kullanımı Usül ve Fürû’ = اصول و فروع.
İki kelime de İbrâhim Sûresinin 24. âyetinde geçer. “Görmüyor musun Allah nasıl bir örnek verdi?!. Hoş/temiz bir söz (= kelime-i tayyibe), bakımlı bir ağaç gibidir. Onun aslı/kökü sabittir, dalları/fürû’ göktedir.”
Asıl ve fürû’ meselesi, her disiplinin önemsemesi gereken bir mesele. Fıkıh (hukuk) çalışırken, fıkıh usûlüne; Tefsir (yorum) çalışırken tefsir usûlüne; Kelâm, Hadis, vb. çalışırken kelâm, hadis usûlüne dikkat etmek gerekiyor; aksi hâlde eksen kayması kaçınılmaz olur.
Ağaç, kök ve gövde olmadan (dalları üzerinde) durmaz, yaşayamaz; ama büyük ölçüde dallarına (dallarındaki yaprak ve meyvelere) bakarak tanınır.
Din de böyledir. Dinin aslı (= dini ayakta tutan kök) Tevhîd = “Lâ ilâhe illâ-l Allah’tır; dalları (= fürû’) Fıkıh, Hadis, Kelâm, Tefsir, Tasavvuf. Dalları (= Fıkhı, Hadisi, Kelâmı, Tefsiri, Tasavvufu) asıldan (= Tevhîd’den = Lâ ilâhe illâ-l Allah’tan) koparırsak, ‘birlik ve bütünlük’ bozulur.
Dünyada tek bir ağaç yok ki; üstelik aynı cins/tür ağaçtan çook var; çeşitlilik (‘orman’!) kötü bişey değil, denilebilir.
Din = Tevhîd dini, bütün ağaçların (= tüm varlığın) kökü = aslıdır; diğer tüm düşünceler (= disiplinler) bu kökün dallarıdır. O düşünceler, bu köke (gövdeye) bağlı değillerse, “köksüzlerdir”!. Köksüz dalların göğe (doğru) yükselmesi mümkün değildir; yıkılmaya ve yok olmaya mahkûmdurlar.
Hoş/temiz söz (= kelime-i tayyibe) de bunun gibidir; onun da kökü sâbit, dalları yukarda/göktedir.
Bazı hoş/temiz 'gibi'! görünen sözler var, ama ‘dallarında meyve yok’ = etkisizler, denilebilir. Acele etmeyin (= bekleyin = sabredin), onlar henüz rüşeym/nutfe/tohum hâlinde olabilirler; onların, kökü sâbit ve dalları yukarda/gökte birer ağaç olması için belli bir zamanın geçmesi gerekebilir.
“Ümitvâr olun; şu istikbâl inkılâbı içinde en yüksek sadâ, İslâm’ın sadâsı olacak.” Said-î Kürdî. = Kürd Said. = صعيد كردى.
...
Kült-ür
Kültürün kökü, kült. Kült, dînî bir kavram; kültür ise seküler. Kültürün seküler kullanımı yapay/yapmacık. Aslında bütün kavramlar dinden kopma. Bu kopuş, dalları (= fürûları) kök (= asıl) gibi görmenin = kök (veya gövde) zannetmenin sonucu.
Yaşanan bu sekülerlik ara/geçici bir durum; uzun sürmez/süremez; her şey er-geç aslına döner/dönecek.
Yorumlar
Yorum Gönder