KENDİNDEN GEÇMEK

Önce, kendi ne, geçmek ne?!.

Kendi : Kişinin zâtı, nefsi, öz varlığı; iyelik sıfatı olarak da kullanılır : Kendi fikrim. Kendi hayatım. Kendi arabam. Kendi param, vb.

Geçmek : Bir yerden bir yere gitmek. İstanbul’dan Ankara’ya geçiyoruz, gibi.

Kendimizden geçerken nereye geçiyoruz?!.

...

“vezkür rabbeke fî nefsike yedarruan ve ... = Nefsinde (= kendi kendine) yalvara-yakara ve çekinerek, yüksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini zikret/an!. Sakın gâfillerden, umursamazlardan olma!.” (7/205.)

...

Soru güme gitmesin. Kendimizden geçerken nereye geçiyoruz?!.

Kendimizden geçme, kendimizi (nefsimizi) unutma değil mi?!.

Ben, ciddî bir mesele hakkında düşünürken veya kaliteli bir kitabı okurken kendimden geçiyorum. 

Evliler bilirler, orgazm esnasında çiftler kendilerinden geçerler.

Hz. Ali, namaz esnasında kendinden geçermiş; ayağına saplanan oku namaz kılarken çıkarmışlar. (Bknz. Deylemî. İrşad-ul Kûlub, c. 2, s. 26.)

Tasavvufun vecd dediği hâl de bi tür kendinden geçmedir.

Vecdin kökü, VCD; vicdan, VCD’nin if’âl babı.

VCD, bulmak. Kişi, kendinden geçince vicdanını mı bulur?!. 

Vicdan bulununca, iyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış birbirinden kolay ayırt edilirmiş!.

Vücûdun ve mevcûdun kökü de VCD.

Vücûdun üç hâli var : Vücûd-u Misâlî. Vücûd-u Hâricî ve Vücûd-u Hakîkî. Vücûd-u Misâlî : Buna ilmî veya zihnî vücutlar da denir. Vücûd-u Hâricî : Dışsal, fizîkî vücutlar. Vücûd-u Hakîkî : Rabbin “Vücûd’u” (= Mevcûdiyeti.) = “lâ mevcûde illâ, Allah.” = Allah’tan başka mevcut yoktur.

...

Kişi kendindeyken, kendinden geçemez. Mutlaka B/biri ile ilgilenmeli ve O/o B/biri, onu kendinden geçirmeli.

Sizi, kim veya ne kendinizden geçiriyor?!.

Maç mı, müzik mi, maddî kazanç mı, makam-mevkî mi, şehvet mi; fikir mi, zikir mi, ibâdet mi, ...?!.

Bunların hangisi size vicdanınızı (kendinizi) ve Rabbinizi buldurur?!.

Kendini bilen (bulan), Rabbini bilir (bulur) diye bir “Söz” var.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ