OKUMA = KIRAAT
Okuma :
Öğrenme. Doktora düzeyine kadar okudu veya sadece ilkokulu okudu.
Çağırma. Güzel ezan okudu. Tüm akrabalarını düğününe okudu.
Söyleme. Sesi güzel; güzel şarkı okuyor.
Anlama : Sözün gelişinden (= lahn-el kavl) veya yüzünün şeklinden bişeylerin ters gittiğini okudum/anladım.
Duâ (okumak) ve bedduâ/lânet okumak.
Yok etmek. Hazır paranın canına okudu.
Kurnazlık yapmak. Gözleri velfecr okuyor.
Gereksiz yere müdahale etmek. Hariçten gazel okuyorsun.
Desteksiz ve tutarsız konuşmak. Bana maval (masal) okuma!.
Meydan okuma (= challenge), düelloya davet.
Niyet okuma. Ciğerini okuma. Ben senin ciğerini okurum = niyetin ne, bilirim.
Mahvetmek. O (olay), onun canına okudu.
...
Kitap (hikâye, roman, vb.) ya da Kur’ân okuma.
Vahyin = Kur’ân’ın ilk emri, oku/إقرأ; ama henüz ortada okunacak bir Kitâb = Kur’ân yok; ne okunacak?!. O okuma, bugün bizim okuduğumuz okuma mı?!.
Allah-u A’lem değil. Yaşanan hayatı ve kâinâtı, Rabbin adıyla oku!. Biz, Senin hayatını Rabbinin istediği şekilde yazacağız. = Yakında Senin hayatın Kur’ân olacak.
Yorumlar
Yorum Gönder