ÜLFET

Ülfet : Alışma, kaynaşma, ahbaplık kurma.

“ve ellefe beyne kulûbühüm = kalplerini birleştirdi.” (8/Enfal, 63.)

Kalplerin birleşmesi (kaynaşması) ne ile olur?

Aynı değerleri (ideallere) kabul etmekle.

Enfal 63. âyette kalpleri birleştirilenler, Müslümanlardır.

Bu Müslümanların zamanla kalpleri ayrıştı; bölündüler (ferraqû dînehüm ve kânû şiyeâ, 30/32.) ama adları yine Müslüman kaldı.

Neden?

“Miras paylaşımında anlaşamadılar.”!.

Mirası emânet değil ganimet gördüler.

Ülfet, fedakârlık ve sorumluluk olmadan kurulamaz.

Fedakârlık, ferâğattir; sorumluluk, üzerine alınan göreve âzamî dikkat, sadakat ve o görevi yaparken çekilen meşakkattir.

Bizler, bir görev için yeterince zahmet çekmeden o göreve kısa yoldan ulaşma, köşeyi dönme peşindeyiz. Bu da ehliyeti, liyakati ortadan kaldırıyor, fırsatçılığa, insanlar arasında ülfetin değil nefretin oluşmasına yol açıyor.

Hakkâniyet (adâlet) olmadan ülfet oluşmaz.

Adâletsizlik nefret üretir.

İlk Müslümanlarda ferâğat da ehliyet ve liyakat de dinî mensubiyetten/aidiyetten önceydi. Efendimiz Mekke’yi fethettiğinde Müslüman olmadan önce de Kâbe’nin bakımını (hicâbe işini) çok iyi yaptığı için Kâbe’nin anahtarlarını sonradan Müslüman olan (629’da) Osman b. Talha’ya vermişti de hiç bir Müslüman bu duruma itiraz etmemişti; çünkü kimse oradan bir rant beklemiyordu. Oysa Kâbe’nin (ma’bedin) anahtarlarına sahip olmak, sosyal statü açısından da ekonomik açıdan da kolayca ranta çevrilebilir bişeydi.

Kamu malı (= Salih’in Devesi, Beyt-ül Mal = Hazine), hassasiyetle korunması gereken bir emanettir. Ülkelerdeki dokuzlu çete/ler (= “tis’atü ræhtin”, 27/Neml, 48.), bazen açık bazen gizli bir şekilde kamu malını ganimet görüp yağmalıyorlar (öldürüyorlar), gariplerin haklarını gasp ediyorlar.

(Garip : Asâleti ile yokluk çeken adam. Hz. Ali, Hz. Osman’ın hilafeti döneminde fey almayı reddetmiş, kuyu kazarak geçinmişti;  Ebû Zer, Rebeze’ye sürgün edilmişti.)

Ülfet, bağlılığı, kardeşliği, devlet-millet bütünlüğünü sağlayan bişey ise; bu bağlılığın, kardeşliğin nefrete dönüşmemesi için her kademe yöneticilerin (râîlerin) çook hassas davranması, dünyevî makamlarını gurbet (garip de aynı kök), asıl makamlarını “Rıza”! olarak görmeleri şarttır.

Başka türlü ülfet oluşmaz, nefret oluşur.

Bence tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de nefret artıyor, ülfet azalıyor!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET