TEKÂMÜL

Tekâmül, kemâlin devam etmesi, hiç bitmemesi, ucunun hep/sürekli açık olması ama her noktanın bir önceki noktadan daha kâmil (mükemmel) olmasıdır.

“... el-yevme ekmeltü leküm dineküm...” (5/Nisa, 3.) âyeti, “dinin M.632’de tamamlanması, sona ermesi” anlamında değil; o gün yaşanan hayata, dinin (Allah’ın ve Rasûl’ünün) ilâhî bir istikâmet (ruh  ve yön/yöneliş, kıble) vermesi, o ruhun (yönün/yönelişin, kıblenin) bozulmaması hâlinde bugün de yarın da bu tekamülün devam edeceği anlamındadır.

O gün “şekillenen din”, o günün dini idi. Bugün, bugünün dini; yarın, yarının dini aynı ruhla (yönelişle) şekillenir. 

Bakın Kitâb’a!. Kimler var, ne tür sorular soruyorlar?!. Hepsi, o gün yaşanan konulara ve sorunlara dair. Bugün, başka konular (sorular/sorunlar) gündemde. Bugün, bugünün konularına (sorularına/sorunlarına) verilen dinî cevaplar (sadece sözlü cevaplar değil, çözümler de), bugünün dinidir.

Dünün dini, bugüne uymaz!. Bu, “yeni bir din” değil, o dini bugüne taşıma; o dini, bugün yaşanan hayat kılmadır. Din, dün bunu yaparken, o günkü yaşanan hayatı kabullenmeden nasıl dönüştürdü ise, bugün de aynısını yapmalıdır; yapmıyorsa = yapamıyorsa bu, dinden, dinin eksikliğinden değil, bizim din algımızın eksikliğindendir.

Din algımız maalesef donuk. Biz bu dini, canlı/aktif yaşanan hayata değil rafa (buzhaneye) koyduk, dondurduk, dondurmaya dönüştürdük!. Canımız “dondurma çekerse”, haftada bir, bazen “mübarek gün ve gecelerde” bazen de sadece “camilerde, özel mekânlarda” “bu dondurmanın” tadına bakıyoruz.

Din (= Allah, Kur'ân, Peygamber), hayatın içinde bize aktif rehberlik etmezse aslâ tekâmül edemeyiz.

Dün, Allah, Kur'ân, Peygamber insanlara rehberlik etti ve bir “Sünnet” oluştu; bugün biz o sünneti güncelleyemiyoruz.

Neden?

İmanımız taklidî, tahkikî değil.

Taklidî iman, taklit eder; tahkîkî iman, “tahkik” eder (gerçeğini yaşar). Dün yaşananlar, dünde yaşayanlara gerçekti; bugün yaşananlar bize gerçek... önemli olan bu gerçekleri dinle hakikî (hak, tahkik) kılmak.

Müslümanlıkta kemâl bu. Bu kemâl, bugün geriye gidiyor gözükse de, devam edecek...

Ama yeni bir Peygamber gelmeyecek.

Bu kemâli dini iyi anlayan ve yaşayan “ulemâlar” devam ettirecek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET