HASRET, GURBET ve VUSLAT

Hasrete özlem de deniyor; özlemekten. Hasret, gurbette sevgiliden ayrı kalındığı için sevgiliyi özlemek; vuslat da sevgiliye kavuşmak.

Niye gurbet? = Gurbete niye düştük? 

Ekmek parası abi!; memlekette iş mi var? Çoluk-çocuk aç!. Mecburen düştük gurbete.

Neye hasret? = Gurbet öncesi hâle. Memlekete!.

Adam, doyduğu yeri değil doğduğu yeri memleket biliyor; genelde sevgiliyi de doyduğu yerden ediniyor ama yine de memleket hasreti diyo. 

Onun memleket hasreti (benimki gibi), nostalji. Gurbette filan da değil; ‘doyduğu yeri’ memleket edinmiş; hasret çeken adam “doyar” mı?!; o, “esas/asıl memleketi = geldiği yeri” unutmuş; artık “alamancı” olmuş, “alaman değerlerine” göre yaşıyor. 

Şimdi her yer gurbet, her yer aynı; dünya küresel köye döndü. Köydeki hayat da şehirleşti; köydekiler de şehirdekiler de para için çalışıyor, kazandığı parayla da ‘küresel köyün bir parçası olmak için’ AVM’lere, sinemalara, stadyumlara, kırlara koşuyor; herkes tüketememenin be gezememenin hasretini çekiyor; kendini de hiç gurbetteymiş gibi hissetmiyor.

Kimsenin vuslat derdi de yok; her gittiği yerde yabancı muamelesi görüyor, kendini yabancı hissediyor ama bu durumu hiiç önemsemiyor; onun vuslatı moda, manikür-pedikür, ağda, hazır gıda ve geçmişe (eskiden yaşanmış hayata) elveda. Duyuyorsa, sinema artistlerinin, futbol yıldızlarının hayatına özlem duyuyor; yıldız olma hasretiyle yanıyor ama içinde bi gram bile köz/kor yok; içi boş; pardon pardon! boş değil dolu; ama içini kendi doldurmamış, başkaları çöplerini atmış. Kendi, kendini kendi ihtiyaçları için doldursaydı, “memleketi” unutmazdı, içindeki “hasret ateşini” söndürmezdi, yaşadığı yerin “gurbet olduğunu” bilirdi ve “vuslat için” didinirdi.

...

Kimi bu dünya hapishanesinde “hasretinden prangalar eskitir” (Ahmet Arif), kimi de gönüllü olarak kendini dünya prangalarına (??) bağlar/bağlatır; prangalarından kurtulmaya çalışan ne kadar az!. Onlardır hasret çekenler, gurbette olduklarını bilenler ve vuslat için didinenler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET