FELSEFÎ AKIL

25 Mart’taki “Kahr/aman” yazımda Kayserili Âşık İbrâhim Tennurî’den bir kaç beyit alıntılamıştım. 

Kimdir bu Tennurî?

Sultan Fatih’in (II. Mehmet) hocası, İşrakî Felsefenin kurucusu Şehâbeddin Suhreverdî’nin (732/1234) torunu Akşemseddin’in Bayramiyye tarikatini Kayseri’de devam ettiren mutasavvıf ve felsefeci. 

Akşemseddin’in şeyhi de Hacı Bayram Velî. Hacı Bayram Camiinin altında/bodrumunda onun hücresinin olduğu söyleniyor. Hacı Bayram Velî, Fatih Sultan Mehmet’in babası II. Murat’la iyi tanışırmış; Akşemseddin de oğluyla (Fatih Sultan Mehmet’le) bu sayede tanışmış. 

İstanbul’un Fethinde (1453’te) Akşemseddin’in yüksek katkısının = motivasyonun olduğu biliniyor. Fetihten sonra Payitahtta çook yüksek makamlar elde edebilecekken, Bolu’nun bence en harika ilçesi Göynük’e kaçar/yerleşir ve orada vefat eder (vefat tarihi : 1459); gittim Göynük’e; çook otantik bir kasaba, tarih kokuyor.

Tasavvufta akıl = felsefe olursa, yol ve yön kaybolmaz; olmazsa, tasavvuf çook şarlatan çıkarır.

Meşşâî felsefede akıl var ama din-iman “yok”; bu yüzden İşrakî felsefe kadar Müslümanlara cazip değil, yine de bir Müslüman için “ilim, “yitik maldır”, onu Çin’de de olsa alır.” İman olduktan sonra hiçbişeyden (hiçbir fikirden) korkmanın anlamı ve manası yoktur!. Müslüman, Allah’a güvenen, O’na inanan adamdır; o, kendinden emin değilse, düşüncesinde/n tereddüt ediyorsa, imanını/inancını gözden geçirmelidir.

Kendi içinde güçlü olmayan, dışarıya karşı nasıl güçlü olabilir?.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET