SABR

Sabır, doğru olanda ısrar edip aslâ vazgeçmemektir. Öyleyse, doğru olanın ne olduğunu bilmeden sabretmek, sabır olmaz; doğru değişince sabır da değişir/değişebilir.

Doğru olanı bilmek, nasıl mümkün olur?

Doğru söyleyeni dinleyerek.

Kim bu?

Allah. Rabbimiz ve O’nun Elçileri. 

Allah’ın, Rabbimizin söylediklerini (Kur'ân/Kitâb) ve Efendimizin sözlerini (Sünnet/Hadis) “can kulağı ile dinler, bozulmamış/kirlenmemiş aklımızla kavrar, kalbimizle/gönlümüzle anlar” isek, doğruyu bulabiliriz.

Dinleme, duyusal; kavrama, zihinsel; anlama duygusal ya da ruhsaldır. 

İnsan, duyu, duygu, akıl, kalp ve gönül varlığıdır.

Fizikî bir rahatsızlığı olmayan tüm insanların duyuları (beş duyu) aynı çalışır ama akılları (kavrama yetenekleri) aynı çalışmaz. Okuma ya da öğrenme zihni güçlendirir aklı çoğaltırken anlamayı artırır. Anlamadaki artış duygulara olumlu etki eder. Anlama az ya da kıt olduğunda, olumsuz duygular (ânî tepkiler, öfke, nefret gibi); anlama artınca olumlu duygular (hoşgörü, merhamet gibi) ortaya çıkar/çıkmaya başlar ve ruh uyanır. Ruh uyanınca, önceden nefsin kontrolünde olan insan, ruhun kontrolüne girer ve artık kolay kolay fısk-ı fücûra düşmez.

Bu durumun dindeki karşılığı, (fısk-ı) fücûr ve taqvâdır.

“Nefse ve onu biçimlendirene. Sonra ona kötülük ve taqvâ kabiliyeti Veren’e yemîn olsun ki (dikkat! Rab Kendi üzerine yemîn ediyor.), nefsini arındıran kurtulmuş; kirleten helâk olmuştur.” (91/Şems, 7-10.)

Doğru bilinmezse (= duyular, duygular, akıl, kalp ve gönül doğru çalıştırılmazsa) kişi, kötü (münker, şeytanî) bişey için de sabredebilir.

İnsan, ruhunu uyandırmadan (içindeki ateşi yakmadan), doğruyu-yanlışı bilemez; bilemeyince de iyilik yapıyorum ve iyilik yaparken sabrediyorum diye düşünür, ama ne yaptığı iyilik iyilik ne de sabrı sabır olur.

Bir ân önce ruhumuzu uyandıralım derim. Çünkü ruh uyanmadan kişi Rabbi ile “iletişim” kuramaz.

“Sana Ruhtan soruyorlar. De ki O, Rabbimin Emrindendir. Size Onun hakkında az bir bilgi (ilim) verilmiştir.” (17/İsrâ, 85.)

Bize verilen “o az bilgi”, ruh uyanmadan çoğaltılamaz. Ruh uyanınca da ASIL RUH’tan beslenir; çünkü kaynağı ORASI’dır; Nebîlere vahy oradan gelir.

(Benim kafa biraz cins (ters!) çalışıyor galiba. Başlığa ne koydum, neden söz ettim!.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET