SAKIN/IN!

Sakın/ın!, uyarı sözü/emri. Sözün özü/kökü sak. Sak (olma), uyanık, tedbirli, bilgili ve tetikte olma. Sak yatmak, hemencecik, çabucak uyanabilecek (hazır) şekilde yatmak.

Sakın!, sak’tan emir. Hem kendini koru (tedbirli, uyanık ve tetikte ol) hem de o işi/şeyi “yapma!” anlamında. Arapçada, Kitâb’ta “veqıye” kökünden “ittikâ ya da takvâ” kelimesi Allah’tan korkma anlamı yanında günah işlemekten de sakınma, “ittikû/vettekû/vettekı = sakın/ın!” şeklinde geçer.

“Rabbinize karşı gelmekten (günaha girmekten) sakının!.”

“Yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten sakının!.”

“Allah’a döneceğiniz gün için tedbirli (hazırlıklı) olun!.” (vettekû yevmen türcûne fîhi ilallah, 2/281.)

Cenb’den ictinâb da sakınma.

(Cenb, kenar, yan. Cenûb, güney. Cünüb/cenâbet, pis. Bu pislik “şuursuzluk hâli” sonrası oluşan ve boy abdesti ile temizlenilen bir pislik.)

İctinâb da ittikâ da sakınma ise fark ne?

İttikâ, Yüce Gücün azametinden, O’nun Rızasını kaybetmekten sakınma = korkma; ictinâb, şüpheli ve tehlikeli olduğu düşünülen şeylerden (günahlardan) uzak durma, sakınma ve kaçınma, onlarla araya mesafe koyma. (ictenibû kesiran mine-z zanni = zandan (zannın çoğundan) sakının! 49/12. İçki, kumar, fal oklarından sakının/vectenibûhu! 5/90. Vectenibû kavl-ez zûr = yalan sözden kaçının!, 22/30. Vectenibû-t tâgûta en yæ’budûhâ = tağuta kulluk etmekten sakının!. 39/17. gibi)

İctinâb, ittikâya yol verir. İlki (ictinâb) kaçma, kaçınma ve uzak durma iken; ikinci (taqvâ) yaklaşma, yakınlaşma ve yakın durmadır. 

Günahtan sakınınca (ictinâb edince), ittikâya (takvâya) = Allah’a yakın durulur. Bu durum = insandaki taqvâ ve fücûr hâli, atomdaki elektron ile protonun hâline benzer ve akla ve iradeye güçlü bir vurguyu îmâ eder. Akıl, negatifi (kötüyü = günahı = fücûru) ve pozitifi (iyiyi = sevabı = taqvâyı) bilir ve irade ile doğru bir seçim yaparsa takvâya = Allah’a; yanlış bir seçim yaparsa fücûra = kötülüğe = şeytan/îliğe ulaşır. İnsanda sadece taqvâ ya da sadece fücûr olsaydı, insan, ya melek ya da şeytan olurdu, insan olmazdı!.

Rabbimiz, insanın, iyi bir (kâmil) insan olması için hem ictinâbı (kötülüklerden sakınmayı) hem takvâyı (Allah’tan korkmayı, Kendi emrine uymayı = Emre isyandan sakınmayı) emreder.

Günahlardan sakınmayan (korkmayan) takvâya ulaşamaz; takvâdan nasibi olmayan (Allah’tan korkmayan) da günahlardan uzak duramaz.

‘Sakın/ın!’da bu iki anlam da (tehdit de) vardır.

Sak olmayan, zaten sakınamaz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET