İKİ RÂZÎ

Biri filozof (feylesof) Râzî, Muhammed b. Zekeriyya Er-Râzî (865-925); öteki İsmâilî (bâtınî kelâmcı) Râzî, Muhammed b. İdris Ebû Hâtim Er-Râzî (810-890). İkisinin arasında ‘zannımca gıyaben’ akıl-vahiy konusunda şöyle bir 'tartışma' geçer. İkisi de akıl konusunda asılda hemen hemen mutabıktırlar, aklı kullanmak Allah’ın da bir arzusudur derler ama İsmâîlî Râzî, herkes aklını aynı derecede (düzeyde) kullan(a)mayacağını, aklını çok kullananların az kullananlara rehberlik etmesi gerektiğini, bu kişilerin de Peygamberler ve imamlar olduğunu söyler. (İsmâîlik, İmâmiyye gibi, Şiîliğin bâtınî bir koludur.). Feylesof Râzî, gerçeği Peygamberler ve imamlar söylese de o gerçeği anlamak için yine “belli düzeyde de olsa” bir akla ihtiyacın olduğunu, aklını kullanmayanların ruhlarının tortu bağlayacağını, hakikati bulamayacaklarını, kim rasyonalist/akılcı davranır, aklını kullanırsa o nisbette ruhunu bu tortulardan temizleyeceğini ve  bu tortuları temizlemenin de geleneksel-yerleşik görüşlere karşı çıkılmasıyla, aklî bir sorgulamanın yapılmasıyla mümkün olacağını söyler. İsmâîlî Râzî de, elbette aklını belli bir düzeyde kullanmayanların vahyi de, ya yanlış anlayacağını ya da reddedeceğini söyleyerek feylesof Râzî’nin bu görüşüne katılır. İkisinin buluştukları nokta şudur : Feylesoflar da farklı farklı fikirler öne sürerler, aralarında “görüş birliği” yoktur; vahyin aklî yorumu bir “uzlaşıyı” mümkün kılabilir ama bu uzlaşı, dünkü uzlaşı değil, bir “birikim sonucu” oluşan bugünkü uzlaşı olmalıdır. Zamanın iyi insanı olmak, zamanda iyi olmaktır. İyiyi subjektif bir kritere (iç saflığa) dayandırmak, aklını az kullanan ya da kullanmayan büyük büyük kitleler için yol gösterici ve bağlayıcı olamaz diyorlardı...

Akıl da elbet (doğal ve ilâhî) bir ışıktır ama o (akıl), Vahyin ışığında, ki Vahiy İlâhî Nur’dur, hem doğru istikameti/yönü bulur hem de roketler. Vahiysiz akıl, ara ara yön bulsa da çoğu zaman yönünü/istikâmetini ve yolunu şaşırır ve ömrü ziyan eder.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET