HAKİKAT DEĞERLİDİR.

Hakikat, değerli olduğu için korunmalı, saklanmalı, giz-lenmelidir. Giz, hakikatin aslî vasfı ve özelliğidir. 

Pekiî, hakikatin gizi hiç aralanmamalı; o, hiç kimse ile paylaşılmamalı mıdır?!.

Peşinden söyleyelim, hakikati enforme etmek, onu bir ölçüde, belki de büyük ölçüde deforme etmektir. Eğer hakikat, bir “bilgi” ise; bu bilginin, paylaşılmadan = dile dökülmeden önceki hâli, çook daha değerli görülmelidir. Bu yüzden hakikati paylaşanlar (= tebliğciler), onu dile dökerken (= konuşurken veya yazarken) çook dikkatli, çook hassas olmalıdırlar ve onu enforme ederken, deforme etmemek (çarpıtmamak) için azamî gayreti göstermelidirler.

Dil, hakikatin sembollere (seslere/sözlere ve harflere) dökülmüş hâlidir. Hiçbir sembol (= dil), hakikati tam ifâde edemez. Dil, böler. Bölüneni, birleştirmek (bütünleştirmek) ise, zihnin, daha doğrusu kalbin işi/işlevidir. Modern bilim, hakikati, çok farklı (= bir çok) disipline bölmüş, parçalamıştır.

Eğer hakikat, parçalanamaz bir bütünse, bilimde/bilmede de tevhit kaçınılmazdır; çünkü, değerli olan, parçalanamaz olandır.

Siz, değer verdiğiniz birinin kalbini kırabilir misiniz?!.

İslâm, bu işi en güzel yapan sistemin adıdır. O, her şeyi, her şeyle “birleştirir”; ve her şeyi de Bir olan Bir Tanrı ile ilişkilendirir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ