YETERSİZLİK

Yetersizlik, kifâyetsizliktir. Zıttı, yeterlilik, kâfîlik. Mükâfât da aynı kök (= kefâ); ödül ve ceza verme. Yeterlilik, aynı zamanda mükemmellik = “tam” kemâldir; yetersizlik ise kemâldeki eksikliktir.

Tanrı dışında hiç kimse (tam) kâmil değildir; herkesin bir eksik/li/ği vardır; ve bu eksik/li/ğini tam mükemmel/kâmil OLAN’dan ister. Çünkü O, Samed’dir. Her şey ve herkes O’na muhtaç; O hiçbir şeye ve hiç kimseye muhtaç değildir.

İnsan, her ne kadar, zaman zaman kendini boş bulunup da tam zannetse de, belli bir zaman sonra içindeki boşluğu fark eder ve bu boşluğu doldurmak için arayışa geçer.

Çoğu insan, içindeki bu boşluğu kendi gibi eksik olanlarda (= kendi gibi arayış içinde olanlarda) arar, onlarla doldurmaya çalışır. Bunlar, mala/paraya, zevke, eğlenceye, makam-mevkîye, sevgi ve bilgiye sahip insanlardır. Her insan, bu duraklara uğrar, ama oralarda uzun süre kalırsa veya oraları (= o durakları) daha mükemmelin aranışı/aranması için kullan/a/mazsa, onların hepsi birer sahte tanrıya dönüşürler. 

Velîlere ve Elçilere (= Peygamberlere) takılıp kalmak da böyledir. Velîler ve Elçiler, EN MÜKEMMEL’i işaret ederler. Hiçbir Elçi, bana (= bize) kulluk edin demez; aksine Rabbe (= Allah’a) itaat eden hâlis kullar (= rabbâniyyûn) olun, der. (Bknz. 3/79.)

Herkes, O’ndan isterken (55/29); biz neden muhtaçlardan, yetersizlerden istiyoruz?!.

Allah, kuluna (kullarına) yetmez mi?!. = “eleysellâhu bi kâfin abdeh...” (39/36.)

"Allah, kuluna yeterli değil mi?!. Onlar seni O’ndan başkası ile korkutmaya çalışıyorlar. Allah, kimi sapıklıkta/sapkınlıkta bırakırsa, onu doğru yola iletecek yoktur."

اَلَيْسَ اللّٰهُ بِكَافٍ عَبْدَهُۜ وَيُخَوِّفُونَكَ بِالَّذ۪ينَ مِنْ دُونِه۪ۜ وَمَنْ يُضْلِلِ اللّٰهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍۚ

Peygamberler, velîler, şeyhler (= mürşidler), imamlar, âlimler, = herkes, kendi yetersizliklerini YETKİN = SAMED OLAN BİR’i ile “tamamlama” veya O’na “varma”! peşindedirler. Bu insanlara varılınca O’na varılmıyor; O insanlar, sadece O’na varmak için bizlere yol-yordam gösteriyorlar, örnek oluyorlar; o kadar!.

Bâkî olan O. = Hüve-l Bâkî.

Allah bes, bâkî heves.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK