MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ

Müşteri, bir malı veya ürünü satın alan; bir hizmeti kullanan, o hizmetten yararlanan kişi. Kelime Arapça; iştirâ’dan (= اشترى) müşteri; memnuniyet, hoşnutluk.

Müşteri, alıcı. Alıcı varsa, satıcı da var.

Kim, kimin müşterisi?!. Kim satıcı, kim müşteri/alıcı?!. Kim, ne alıyor, ne satıyor; ne kazanıyor, neyin ticaretini yapıyor?!.

KALICI kazanç ne; nihâî (= KALICI) memnuniyet nerede?!.

19 Kasım’daki Ahlâk yazımda, Tövbe Sûresi 111. âyete değinmiştim; orada ve daha 24 yerde iştira (= satın alma) fiili kullanılır. Bunlar : 1) Doğruluğu ve hidâyeti satıp; azgınlığı, sapıklığı satın alma. 2) Hakkı (= hakikati, doğruyu, dini) az bir bahaya (= değere) satma. 3) Âhireti satıp, dünyayı alma. 4) Kâfir olma = kendini satma = kâfirlerle iş ve güç birliği yapma. 5) Allah (rızasını kazanmak) için kendini satma!. (2/207). 6) İmanı satıp küfrü alma. 7) Adam satma. (Yusuf’un köle olarak satılması). 8) Boş lâf satma ve satın alma. (2/102.)

Hayatta bi çok şey alıp-satıyoruz. Aldığımız ve sattığımız “mal ve hizmetlerden” memnun kalıyor muyuz?!. Alanın da satanın da razı olduğu KALICI memnuniyetin peşinde miyiz?!.

Bu, burada belli olmaz mı, diyorsunuz?!.

Kalbinizi yoklayın. Alıp-sattığımız şeylerin hangisi (hangileri), bizi KALICI olarak memnun etti, ediyor, edecek?!.

Unutmayalım!, çoğu satıcı, bizi memnun etmek için, bizi (= bizim irademizi) satıyor!. Şekil : A = Google; ve bütün internet (= veri toplama) şirketleri; bunun en yakın örneği, ABD seçimleri. Bu seçimlerin arkasında Google, X (eski Twitter, Elon Musk), Facebook, Instagram gibi sosyal medya şirketleri var. Bunlar, bizim her tık’ımızı (= tıklamamızı) depoluyorlar ve bu verileri veri madenciliği ile analiz ederek bizleri, bizden iyi “tanıyorlar”!. Bizler, bunları satın alan ve bunlar tarafından satılan müşterileriz!.

Bunlar bizi, küresel şeytana (= şeytanlara) satıyor!. Bunlar, mal ve hizmet alım-satımını aştılar; bizi “mallaştırdılar”!. Bunların şeytanî düzenlerinin başka türlü yürümesi mümkün değil.

Kime ve neye müşteri, kimin müşterisi olduğumuzu bilmek = uyanmak, kendimize gelmek zorundayız. Bunun başka yolu yok.

Alım-satım, ticarî bir iş/işlem olmaktan çıktı; çooktaan siyasallaştı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK