DÜŞÜNCE

Düşünce, düşünülür.

Düşünce kalkmasını bilenler, kalkabilenler düşünür, düşünebilir. 

Çünkü düşünce, beden (ve ruh) yara bere içinde kalır, ve kişi neden düştüm, diye düşünmeye başlar. 

Düşmediklerini düşünenler = hiç düşmeyenler için hayat kendi seyrinde akaar gider.

Nereden düştük?!.

Cennetten. Çook yüksek yerden. Çook aşağı yere.

...

Ben bu yazıda düşünce / düşünme çeşitlerine değineceğim. Sanki bunları kendim icat ettim; bi yerlerden okuduğumu (aldığımı) sanmıyorum.

Bence dört çeşit düşünce var :

1. Bilimsel düşünce. Buna matematiksel düşünce de diyebiliriz. Bu düşünce hesabîdir, sayısaldır, digitaldir. Bu düşünce her şeyi sahiplenmek ve kontrol altına almak için sayar, hesap eder, onun için öğrenmek ister.

2. Felsefi düşünce. Buna da analitik ve sentetik düşünce diyebiliriz. Bu düşünce, tek tek şeylerin (= varlıkların) “gerçekte” ne olduğunu; onlar toplandığında (= varlık olarak varlık = tümel bir varlık olduğunda) neye dön/üş/düğünü bilmek ister ama bilemez.

3. Etik düşünce. Ben buna hem deontolojik hem teleolojik düşünce de diyorum. Şeyler (= varlıklar) niye var, ne işe yararlar; ben niye varım, ne işe yararım; o şeylerle uyumlu (doğru) bir şekilde nasıl yaşarım?!...

4. Teolojik (= Dînî) düşünce. Teo, Tanrı; loji/k veya logos, söz. Tanrı’nın düşüncesi değil, Tanrı’nın Sözü ve bizim Bu Söz’den anladıklarımız = düşündüklerimiz.

Bunların ilk üçü Tanrı Söz’ünden bağımsız, insan kaynaklı, insan ürünü düşünceler. Hoş, insan da Tanrı ürünü ama bu sözü Tanrı’ya inanmayanlar için söylemiş olayım. Bu dört düşünce türünü en dardan en genişe doğru kapsamlarına göre sıraladım. Bilimsel düşünce en darı, aynı zamanda en banalı; banal, çünkü sadece bura, bu dünya ile ilgileniyor. Felsefî düşüncede, (zamanında) “ciddî bir” arayış var/mış, ama şimdilerde o da burayı (= fizik âlemi) aşamamış; metafizik âlemle bağını koparmış gözüküyor.

Etik düşünce, derin bakarsak aslında bir düşünce değil, bir “duygu”!. (= sorumluluk, endişe, kaygı, sevgi, vicdan, temiz kalp, vb.) Buradan teolojik düşünceye (= dînî düşünceye) çok kolay geçilebilir.

Teolojik düşünce, “kapsamlı, kapsayıcı” (= holistik = bütüncül) bir düşünce; bu düşüncede herkesin ve her şeyin yeri “belli”!; Tanrı, Tanrı gibi; kul da kul gibi “duruyor”!; herkes “hâlinden” memnun!; bu düşünce ile tanışmayanlar hariç.

Ancak ve ancak (= sadece) bu düşünce, bizi “düştüğümüz yerden” kaldırır ve bir daha düşmeme garantisini verir. Öbür düşüncelerin peşine düşürsek, daha çoook düşeriz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK