BEN'İ SORARLARSA ...
“Kullarım, Ben’i Sana = Sana Ben’i sorarlarsa, Ben onlara yakınım... = ve izâ seeleke ıbâdî annî, feinnî karîb ( = قريب)...” (2/186)
Bu yakınlık nasıl bir yakınlık?!.
Metrik veya geometrik bir yakınlık mı, yoksa etik veya ontik bir yakınlık mı?!.
Metrik veya geometrik yakınlık, fizikî, somut, görünür olma; etik veya ontik yakınlık, metafizik, soyut ve görünmez olma demektir. Rabbi göremiyorsak, bu yakınlık, metrik veya geometrik değil.
Pekiî, etik veya ontik mi?!.
Bence o da değil.
Ya ne?!.
Özel, hem de çook özel bir yakınlık.
“Ben, Ban’a duâ edenin, duâsına karşılık veririm = icâbet ederim. O halde onlar da Ban’a (= Ben’im çağrıma) icâbet etsinler, uysunlar ve Ban’a gerçek anlamda iman etsinler. Böylece doğru yola erişsinler = mürşit (= yerşüdûn) olsunlar.” (2/186.)
“Kuşkusuz Allah’ın rahmeti muhsin olanlara yakındır.” (7/56.)
“Can boğaza dayandığında, siz çaresizce bakar durursunuz. Biz ona sizden daha yakınız fakat siz göremezsiniz.” (56/83-85.)
...
Yakının kökü kurb (= ﻗﺮﺏ); akraba da aynı kök. Akrabalar arası yakınlık kana göre, metrik veya geometrik (= mekânî, mekânsal) değil. Takriben kelimesi de, kurban kelimesi de yakından. Kurban, yakınlaştırır; bu yakınlaşma, kan ve etle değil, taqvâ iledir. (Bknz. 22/37.)
Yakınlıkta, iki şey bitişmez, birleşmez; hep ara-da bir mesafe (= ara) olur. Yakınlar bitişirse, birleşirse, o ara kaybolur; iki (şey), bir olur.
Kulun Allah’a yakınlığında da hep/sürekli bir ara (bir mesafe) bulunur. Kul ile = Allah’ın yarattıkları ile, Allah bir olmaz, birleşmez; vahdet-i vücud gerçekleşmez. Bu aranın (mesafenin) nasıllığı, dilin imkânları ile izah edilemez. Kiminde bu ara (mesafe) yakın, kiminde uzaktır. Ama şu kesindir : Yakınlık, çook dikkatli olmak; uzaklık ise, lâkayt (= kayıtsız) olmak demektir.
Yorumlar
Yorum Gönder